Karanlıktır ve durmadan sıkıştırır bedeninizi.
Kendinizi lanetlenmiş sayarsınız.
Siz dipteyken yukarıda rahat hareket eden insanları düşünüp küfürler savurursunuz.
Çocukluğumun bir döneminde, duvarları küf tutmuş bir evde yaşıyordum. Geceleri ay ışığı vurduğunda oda denizi andırıyordu.
Her gece yosunları izleyip uykuya dalardım, sabah boğulmuş olmak umuduyla. Şimdi paradan puldan bahsedenlere gülüp geçiyorum.
Balıkların yaşamak için paraya ihtiyacı yok ki, pul yeterli.
Taylan Özkan
*****************
Taylan Özkan
*****************
BİZ BİR AİLEYİZ (SEVGİ ÇEMBERİ) 3 Mayıs 2014, 20:34
Bazı şeyler vardır çoğumuz bunları ya oyun olarak algılar yada çocukça
maskaralıklar olarak nitelendiririz.İçinde çocukluk ruhu kalmamış yada
kendi geçmişinde bu tür eğlenceleri görmemiş aile büyükleri için ise bu
yapılanlar soytarılıktan başka bir şey değildir.Çoğumuz çocuk
yetiştirmeyi daha yeni yeni öğrenmeye başladık halbu ki insanlık Adem
ile Havva'dan itibaren soyunu sürdürdüğüne göre en iyi bildiğimiz
alanımız aile ve çocuklar olmalı.Toplumumuz hala çocuklarına büyükler
konuşurken lafa girilmez,büyükler ile şaka yapılmaz,oturuşuna
hareketlerine dikkat et,saçlarını öyle uzatma,ses çıkarmadan orda
dur.Çocuğumuz misafir bir arkadaşı ile oyun oynayıp bir anlaşmazlık
olunca karşı tarafı rencide etmemek için nasılsa çocuğumuzu sonra onore
ederiz mantığıyla karşı taraf haksız bile olsa onun isteğini kabul
ettirir bilmeden çocuğumuzu pısırıklaştırırız...örf ve adetlerimizde
çocuk ve aile terbiyesi ile o kadar çok birikimimiz olmasına rağmen
uygulamada çoğumuz hep kolaycılığa bunun değişmez sonucu olarak yanlışa
düşüyoruz Çok değer verdiğim orta yaşlı kültürlü bir hanım arkadaşım
çocukları ve eşi ile ilgili o kadar güzel yazı kaleme almış ve bunu
banada göndermişti. Satırlarında işten yorgun argın evine dönerken
kızının kapının önünde sek sek oynadığını görür görmez ne üzerindeki
elbisenin bu duruma uygun olup olmadığını düşünmüş nede yorgunluğunun
çocuğu ile sek sek oynamasını engelleyecek mazeret olmasını.Elindeki
çantasını bırakıp gelen geçenin bakışlarına aldırmadan yorulana kadar
oyunlarını oynadığını bir başka gün ise bu sefer erkek çocuğu ile hiç
anlamasa bile futbol oynayıp kaleye bile geçtiğini o kadar içten bir
sıcaklık ile yazıya dökmüştü ki bu kısa yazıyı eşimi ve çocuklarımı
çağırarak defalarca özümseye özümseye okumuş ve çok beğenmiştik,ideal
bir aile tablosu çiziliyordu her bir cümlesinde. Elbette
çocuklarımızın eğitilebilmesi için bizler bazende çok iyi niyetle
hareket eder onların her isteklerini de karşılamaya çalışırız bunun
kendimizi haklı çıkaracak gerekçesi ise ben yapamadım hiç oyuncağım
yoktu çocuğumun da benim düştüğü duruma düşmesin mantığı ile aslında
bilmeden yanlışa körükle gittiğini farkedemediğimiz,dışarda arkadaşları
ile oynamasından ziyade eve esir bir yaşam sürdürtmemizde koruyucu aile
kisvesi ile kendimizi gizlediğimiz hataların en önemli olanları...Artık
bir çok aile çocuk eğitiminin farkına vardığı için bu satırları daha
sevinç ve mutluluk ile yazıyorum,bizler çocuklarımıza elimizden geldikçe
gerek maddisal gerek sosyal gerek kültürel gerek toplumsal ortamlarda
elimizden geldikçe birikimlerimizi yardımlarımızı sunuyoruz bunun
neticesinde yine de hepimizin evlatları bir yerlere ulaşacak bazıları
hiçde ummadığımız gerek benimsediğimiz gerekse benimsemediğimiz yerlere
de gelecek artık hayat onların.Biz ailelerin görevi onları çıkacakları
uzun yola mutlu bir şekilde hazırlamak bazı safsataları örf adet diye
yutturmadan iyi bir insan iyi bir vatandaş olarak yetiştirmek daha da
önce dediğim gibi çıktıkları yol benimsesek te benimsemesek te yine de
bizler her şartta çocuklarımızı bağrımıza basıp kendilerine
güvendiğimizi belirtelim. Bir kısım anne baba çocuklarıyla oyunlarını
erkekler futbol bayanlar ise evcilik kültürü üzerine kurar diğer oyunlar
ile ilgilenmezler bir çok aile ise daha kapsamlı oyunlar oynadığı gibi
çocuklarının başka ilgi alanlarının olduğunu farketmelerini sağlar bizde
çocuklarımız küçük'ken evde oynadığımız bir oyun komedi kavga karışımı
idi üç adım mesafede karşılıklı durur ellerimizi avuçlarımızla
birleştirip karşılıklı eğilerek oss diye selam verip peşinede
etrafımızda üçyüz altmış derece dönüp bu dönüş esnasında yaaa diye
bağırır peşinede şakacıktan karate yapar sonrada birbirimizi
gıdıklardık,çocuklar küçükken işten benim bir an önce gelmemi
sabırsızlıkla bekler geldiğimde de yorgunluğumun farkında
olmadıklarından hadi baba 'oss' yapalım diye gardlarını alırlardı bu
kısacık oyun bile onları mutlu etmeye yeterdi biraz daha büyüdüklerinde
oyunlarımızı politik oluşumları öğretici tarza kaydırdık bir konu
belirleyip bunu evde gizli oy sistemi ile seçimler yapıp hepimizin bir
kap'a oylarımızı atıp sonuçların demokrasinin gereği olarak kabul
edilmesi idi.Tabiiki onlara oy atılabildiği gibi oy'un sayımınında bir
demokrasi kültürünü gerektirdiğini yapılan basit bir hile ile öğrettik
çocuklarımız bir yandan demokrasiyi öğrenirlerken o yaşta bile sandığın
aslında demokrasi olmadığını oyun bazında öğrenmişlerdi,halbu ki şuan da
bile koskoca insanlar sandığın demokrasinin teminatı olduğuna hala körü
körüne inanacak kadar bilgisiz.(Bu kısa yazı sayesinde de aslında seçim
sistemini gerçekten aydın insanların ele alıp daha kapsamlı ve uyanık
yada gücü elinde tutanların kendilerine avantaj sağlayamayacakları
şekilde düzenlemelerini sağlamaları gerektiğini belirtmeden de
geçmeyeyim) Bir çok oyunlarımız olmasına rağmen en önemlisi ve eğitici
bulduğumuz oyun yine bizim patentimiz olan 'Biz bir aileyiz'oyunudur.Bu
oyun sayesinde ailenin çekirdek yapısının ne kadar önemli olduğunu
birbirimizi koşulsuz şekilde her şartta sevip korumamız gerektiğini
bunun neticesi ile de her ferdin sorumluluk bilincinin oluşmasını
sağlamaya çalıştık.gerek çekirdek aile yapısıyla gerek geniş aile
yapısıyla desteklenebilen oyun da,Çekirdek aile yada geniş aile yere bir
daire şekilde oturur.Baba bir eliyle kızını tutar kız ise diğer eliyle
annesini,anne ise oğlunu,oğul ise Baba'nın elini tutarak herkesin
iletken şekilde birbirine temas ettikleri bir sevgi çemberi
oluşturulur,Bu çembere varsa dedeler ve anneanneler,babaannelerde
katılır.(Annem bizde olduğu zaman bu sevgi çemberinin hep ortasında bir
eli bende diğer eli gelininde olmak şartı ile yerini almış gözlerindeki
ışıltıyı hep hissettirmişti)Sevgi çemberini oluşturduktan sonra
halkadaki ailenin en büyüğü ilk sözü alır kendisinin önce kim olduğunu
söyler peşinede görevlerinin ne olduğunu belirttikten sonra ben ailemi
çok seviyorum diye konuşmasını bitirir,peşine anne aynı şekilde sunumunu
yaptıktan sonra sıradaki çocuklarıda ben evin en küçük kızıyım yada ben
evin erkek çocuğuyum diyerek kendini tanıtıp görevlerinin ne olduğunu
(ders çalışmak,iyi bir insan olmak...)söyleyip ben ailemi çok seviyorum
diye sözlerini bitirir bu konuşmaları ailenin tüm bireyleri tek tek
yaptıktan sonra sonunu iki elleri ile birbirlerine iletkenliği sağlar
şekilde tutarak,biz bir aileyiz birbirimizi çok severiz diye söyleyip
birbirimize sarılarak bitirirdik.Sevgi çemberi o kadar bizleri
bütünleştirdiki hala çocuklarım bazen evde bir sorun görseler hadi anne
hadi baba biz bir aileyiz yapalım demeye devam ediyorlar bizlerde
onlarla birlikte sevgi çemberini devam ettiriyoruz bir gün çocuklarımın
okulunda gittiğim seminerlerin birinde çocuk eğitimi konusu geldiğinde
söz alıp sevgi çemberini anlatmış eğitimci öğretmen bu sunumdan çok
etkilenip önce bir yerden görüp mü uyguladınız diye sorduktan sonra izin
verirseniz bu sevgi çemberini bende eğitim aşamalarında kullanmak
istiyorum diye yapılan şeyin çok faydalı olduğunu aile sıcaklığına katkı
sağlayacağını belirtmişti. Sonuç itibarı ile,Her ailenin kendine göre
bir yapısı vardır bazen bizim doğru dediğimiz onlara uymaz onlara uyan
ise bize uymaz ama tek gerçek var çocuklarımızı eğitmek eğitirken mutlu
etmek bizlerin görevi varacakları yer bizi tatmin etsede etmesede her
şartta çocuklarımıza güvenmek kendi bilinçleri doğrultusunda hareket
serbestliğini kazandırmak,Aileler bu esnada çok maddiyat bazıları ise
maneviyat harcar önemli olan onların çocuk olduğunu unutmadan hareket
etmeyi becerebilmek.Unutmayalım çocuk yetiştirmek aslında sadece
çocuklarımıza değil domino taşı gibi hepimize lazım olan bir olgudur bu
olguyu canlı tutabilmenin en büyük besini ise sevgidir.
İ.dere
Yaşamın sadece insanlara ait olmadığını... öğrenmeli çocuklarımız
sevmeliyiz tüm canlıları...
Paylaşmalıyız doğanın nimetlerini...
Tutkularına saygı duymalıyız çocuklarımızın...
Nazlarına ise alınmamalıyız yavrularımızın...
Tek oyuncakla bile ben olabilir evlatlarımız...
Gerçek olan tüm çocuklar aslında bir MELEK'tir.
Ve...Minik ken MELEK'ler oyun ve kitaplar'la sulanmalıdır.
Yaşamın sadece insanlara ait olmadığını... öğrenmeli çocuklarımız
sevmeliyiz tüm canlıları...
Paylaşmalıyız doğanın nimetlerini...
Tutkularına saygı duymalıyız çocuklarımızın...
Nazlarına ise alınmamalıyız yavrularımızın...
Tek oyuncakla bile ben olabilir evlatlarımız...
Gerçek olan tüm çocuklar aslında bir MELEK'tir.
Ve...Minik ken MELEK'ler oyun ve kitaplar'la sulanmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder