KALP ÇARPINTISI
Kalp Çarpıntısı Nedir?
Kalp çarpıntısı; kalp ritminin rahatsız
edici olarak hissedilmesidir. Kalbinizin daha kuvvetli, hızlı attığını
veya düzensiz çalıştığını hissedebilirsiniz. Çarpıntılar sık hissedilir
ve normaldir. Çarpıntının kendisi bir hastalık değildir. Çarpıntı yapan
nedeni belirlemek gerekir. Kalp çarpıntısı çoğunlukla sinirsel bir
durumdur; kişinin ya kalp hastalığı korkusuyla ya da duygusal
bozukluklar sonucu, kendi kalp etkinliğiyle aşırı ilgilenmesi sonucu
ortaya çıkabilir. Aşağıda kalp çarpıntılarına neden olan faktörleri
okuyacaksınız.
Kalp Çarpıntısı Neden Oluşur?
Kalp çarpıntısı aşağıdaki nedenlerden oluşur;
• Egzersiz,
• Stres, endişe, korku
• Üst üste yakılan sigara veya puro
• Aşır ve hızlı alkol alınması
• Fazla miktarda kahve, kola veya çay,
• Kansızlık,
• Kalp problemi,
• Troid problemi,
• Diyet hapları, depresyon haplarının fazla kullanılması,
• Premenopozal hastalık tablosu,( kadınlarda menopoz öncesi dönem )
• Vitamin eksikliği,
• Sevinç ve korku
• Uyku kaçması ile meydana gelen çarpıntılar (kafein kaynaklıdır)
• Aşırı ve uzun süreli yoğun çalışmalar,
• Günlük işlerdeki yoğunluğun artık kanıksanarak normalleşmesi,
• Uzun süren üzüntü, düş kırıklığı ve korkular
• Düşük kan şekeri,
gibi durumlar kalp çarpıntısına neden olabilir.
• Egzersiz,
• Stres, endişe, korku
• Üst üste yakılan sigara veya puro
• Aşır ve hızlı alkol alınması
• Fazla miktarda kahve, kola veya çay,
• Kansızlık,
• Kalp problemi,
• Troid problemi,
• Diyet hapları, depresyon haplarının fazla kullanılması,
• Premenopozal hastalık tablosu,( kadınlarda menopoz öncesi dönem )
• Vitamin eksikliği,
• Sevinç ve korku
• Uyku kaçması ile meydana gelen çarpıntılar (kafein kaynaklıdır)
• Aşırı ve uzun süreli yoğun çalışmalar,
• Günlük işlerdeki yoğunluğun artık kanıksanarak normalleşmesi,
• Uzun süren üzüntü, düş kırıklığı ve korkular
• Düşük kan şekeri,
gibi durumlar kalp çarpıntısına neden olabilir.
Kalp Çarpıntısının Belirtileri Nelerdir?
Kalp çarpıntısının belirtileri
genellikle göğüste dolgunluk, düzensiz kalp ritmi ve tekleme olarak
karşımıza çıkabilir. Çarpıntılara bazen baş dönmesi, göz kararması,
hafif terleme, yattığımızda kalp atımının kulakta hissedilmesi, cilt
renginin solması, bazen göğüs ağrısı ve sıkışması bile eşlik edebilir.
Bu belirtiler kalbinizin geçici bir süre bedeninizin ihtiyacı olan kanı
dokulara pompalayamadığına işaret etmektedir.
Kalp Çarpıntısı Nasıl Teşhis Edilir?
Çarpıntıda genellikle EKG çekilir ve
tahliller duruma göre yapılır.24 saat üzerimize EKG kaydı yapılacak bir
monitör takılabilir. Efor testi yapılarak kalp damarlarında bir problem
olup olmadığı kontrol edilebilir.
Kalp Çarpıntısı Nasıl Tedavi Edilir?
Şayet kalp çarpıntınız başka bir organ veya dokudan kaynaklanıyorsa nedeni teşhis edilir. Doktorun verdiği ilaçlara devam edilir.
Kalp Çarpıntınız Oluyorsa Ne Yapabilirsiniz?
Çarpıntı sorunu ile karşılaştığınızda
panik yapmayın, korkup telaşlanmayın. Gevşemeye, rahat bir yere oturup
dinlenmeye çalışın. Derin derin nefes almaya başlayın. Soğuk bir içecek
içmeyi deneyin. Şiddetli öksürmek, ellerinizi soğuk suya batırmak,
‘ıkınmak’ gibi manevraları deneyin.
Çarpıntılar sık tekrarlıyorsa ve beraberinde de nefes darlığı, baş dönmesi ve göğüs ağrısı oluyorsa bunun altında yatan bir kalp probleminden dolayı hemen doktora başvurmalıyız.
Çarpıntılar sık tekrarlıyorsa ve beraberinde de nefes darlığı, baş dönmesi ve göğüs ağrısı oluyorsa bunun altında yatan bir kalp probleminden dolayı hemen doktora başvurmalıyız.
UNUTMAYALIM!
Çarpıntınız oluyorsa;
• Doktorumuzun verdiği ilaçları düzenli bir şekilde kullanmalıyız,
• Sigaradan uzak durmalı, sigarayı bırakamıyorsak doktordan yardım almalıyız,
• Alkolü bırakmalıyız,
• Kilo fazlalığı varsa hemen doktor kontrolünde kilo vermeliyiz,
• Düzenli bir şekilde spor yapmalıyız,
• Hayatımızdan stresi ve endişeleri uzak tutmalıyız.
Yukarıda da belirttiğimiz durumları uygularsak emin olun kalp çarpıntılarınız azalacak ve hatta bitecektir.
• Doktorumuzun verdiği ilaçları düzenli bir şekilde kullanmalıyız,
• Sigaradan uzak durmalı, sigarayı bırakamıyorsak doktordan yardım almalıyız,
• Alkolü bırakmalıyız,
• Kilo fazlalığı varsa hemen doktor kontrolünde kilo vermeliyiz,
• Düzenli bir şekilde spor yapmalıyız,
• Hayatımızdan stresi ve endişeleri uzak tutmalıyız.
Yukarıda da belirttiğimiz durumları uygularsak emin olun kalp çarpıntılarınız azalacak ve hatta bitecektir.
Kalp çarpıntısına Şifalı Bitkiler
• Hazırlanış ve Kullanım Reçetesi:
Lebak ağacının yaprakları suda kaynatılır.
• Buharı rahatsızlık süresince koklanır.
• Ballıbaba bitkisi suda kaynatılır.
• Suyu yemek esnasında ısıtılarak bir fincan içilir.
• Tedavi süresince yemekten sonra turunç ağacının(merkep turuncu) ekşi meyve taneleri bol bol yenir.
• Rahatsızlık esnasında bir parça tarçın kabuğu ağza alınarak çiğnenir.
Lebak ağacının yaprakları suda kaynatılır.
• Buharı rahatsızlık süresince koklanır.
• Ballıbaba bitkisi suda kaynatılır.
• Suyu yemek esnasında ısıtılarak bir fincan içilir.
• Tedavi süresince yemekten sonra turunç ağacının(merkep turuncu) ekşi meyve taneleri bol bol yenir.
• Rahatsızlık esnasında bir parça tarçın kabuğu ağza alınarak çiğnenir.
*****************
Kalp Yetmezliği
Kalp
yetmezliği kalbin kanı pompalama yeteneğinin kaybolması yani dokulara
yeterli kan ve oksijenin gitmemesi durumudur. Kendi basma özgül bir
hastalık olmamakla birlikte, yaygın ve ciddi sorunlara yol açabileceği
için önemlidir.Kalp yetmezliği kalbin yeterince çalışmaması anlamına
gelir. Kalbin işlevsel yeteneklerinin azaldığı bazı kalp
hastalıklarında kalp yeterli çalışabilmek için düzenleyici süreçler
geliştirir. Bu durumda kalp yetmezliği engellenmiş olur. Örneğin
taşikardi, yani kalbin dakikada atım sayısının hızlanması böyle bir
süreçtir. Her kasılmada gerekli miktarda kanı vücuda pompalayamayan
kalp, bu yetersizliği karşılamak için daha sık kasılır. Bir başka
düzeltici süreç
de kalp karıncıklarının genişlemesidir. Böylelikle karıncıklardaki kan miktarı artar. Bu durumda, güçsüz kalmış olan kalbin, normal miktardaki kanı bile atmakta zorluk çekerken, daha çok kanı vücuda pompalamakta yetersiz kalacağı düşünülebilir. Oysa kalp kası liflerinin gerilmesi daha büyük bir güçle kasılmalarına yol açar. Başka bir deyişle kalp boşluklarının genişlemesi sonucunda gerilen kalp kası lifleri yüksek bir güçle kasılır. Ayrıca kalp boşluklarının genişlemesine her zaman aşın büyüme (hipertrofi) eşlik eder. Olağan koşullara göre daha çok güç harcaması gereken kas lifleri büyüyüp kalınlaşırlar; böylece kasılabilme yetenekleri önemli ölçüde artar. Kalp boşluklarının genişlemesi, bir açıdan kalbin yeterli çalışmasını sağlasa da, birçok sakıncayı da birlikte getirir.
ikincil önem taşıyan bir başka düzenleyici süreç ise, karaciğer ve dalak gibi organlarda depolanmış durumdaki kanın genel dolaşıma aktarılmasıdır. Dokulara az miktarda kan gelmesi durumunda, kılcal damar ağı bakımından zengin organlarda depolanmış kırmızı kan hücreleri genel dolaşıma aktarılır. Bu süreç de, sonuçta kalbin daha çok çalışmasına yol açar.
de kalp karıncıklarının genişlemesidir. Böylelikle karıncıklardaki kan miktarı artar. Bu durumda, güçsüz kalmış olan kalbin, normal miktardaki kanı bile atmakta zorluk çekerken, daha çok kanı vücuda pompalamakta yetersiz kalacağı düşünülebilir. Oysa kalp kası liflerinin gerilmesi daha büyük bir güçle kasılmalarına yol açar. Başka bir deyişle kalp boşluklarının genişlemesi sonucunda gerilen kalp kası lifleri yüksek bir güçle kasılır. Ayrıca kalp boşluklarının genişlemesine her zaman aşın büyüme (hipertrofi) eşlik eder. Olağan koşullara göre daha çok güç harcaması gereken kas lifleri büyüyüp kalınlaşırlar; böylece kasılabilme yetenekleri önemli ölçüde artar. Kalp boşluklarının genişlemesi, bir açıdan kalbin yeterli çalışmasını sağlasa da, birçok sakıncayı da birlikte getirir.
ikincil önem taşıyan bir başka düzenleyici süreç ise, karaciğer ve dalak gibi organlarda depolanmış durumdaki kanın genel dolaşıma aktarılmasıdır. Dokulara az miktarda kan gelmesi durumunda, kılcal damar ağı bakımından zengin organlarda depolanmış kırmızı kan hücreleri genel dolaşıma aktarılır. Bu süreç de, sonuçta kalbin daha çok çalışmasına yol açar.
HASTALIĞIN BELİRTİLERİ
Tedavinin zamanında başlamasını sağlamak ve hastalığın ağırlaşmasını önlemek açısından başlangıç belirtilerim bilmek önemlidir.
Hastalık ani ve şiddetli bir güç harcandıktan sonra ortaya çıkabilir. Önceleri belirtisiz seyreden hastalık, şiddetli güç harcanması sonucunda dengelerin altüst olmasıyla belirti vermeye başlar. Ama genel olarak yavaş ilerleyen hastalığın önceleri hafif olan belirtileri giderek şiddetlenir. Sağlık durumu iyi olan bir kişi güç harcamayı gerektiren işleri başarıyla tamamlayamaz. Hastalar soğuk havada bir merdiven çıkarken ya da yokuş yukarı yürürken zorlanmaya başlarlar. Solunum zorlaşır ve hasta ya adımlarım yavaşlatmak ya da durmak zorunda kalır. Bu durum önceleri hastayı biraz şaşırtsa da, pek önem vermez, olayı bir anlık yorgunluğa bağlayarak geçiştirir. Bundan sonra, uyarıcı bir başka belirti ortaya çıkar: Yorucu bir günün sonunda ayak bileklerinde şişme (ödem) ortaya çıkar. Şişler hamur kıvamındadır ve sabah saatlerinde kaybolur. Nefes darlığı ve şişme önceleri hafiftir;
ileri dönemlerde ise çok şiddetli ve ağır bir tablonun gelişimine yol açarak kalp yetmezliğinin en önemli iki belirtisin! oluştururlar. Daha sonra tabloya eklenen morarma özellikle yüz, el ve ayakların kırmızı-mor bir renk almasına yol açar. Zamanında tedavi edilmezse belirtiler giderek şiddetlenir. Nefes darlığı artık basit hareketlerde de görülür;
ayaklardaki şişlikler giderek artar ve bacaktan yukarı doğru yayılır, morarma da iyice belirginleşir. Kalp yetersizliğinin en ileri aşamasında nefes darlığı dinlenme sırasında da görülür; şişme, bacakların dışındaki bölgelere de, örneğin kama, erkeklerde cinsel organlara ve hatta göğse yayılır; morarma ileri derecede yoğunlaşır.
Bu belirtilerle birlikte ikincil olarak, kalp astımı ya da akciğer ödemi (akciğerlerde sıvı birikimi) görülür. Ani gelişen bu durum boğulmaya benzer bir izlenim yaratan ciddi bir tablodur.
Belirtilerin nasıl ortaya çıktığım anlayabilmek için, yetersizlik halindeki kalp ve dolaşım sisteminin hangi koşullar altında bulunduğunu açıklamak gerekir. Kalp, içerdiği kanın tümünü pompalayamaz. Her kasılmada gerekenden daha az miktarda kanı damarlara vererek daha az enerji harcar. Sonuçta kanın dolaşma hızı giderek azalır ve morarma gelişir. Hastalığın ağırlığına göre, kalbin pompalayamadığı az ya da çok miktarda kanın karıncık içinde kalması sonucunda karıncık içi basınç artar. Bu basınçtan ötürü, dokulardan gelen toplardamar kanının sağ karıncığa, akciğer toplardamarından gelen kanın da sol karıncığa boşalması engellenir. Sonuçta büyük dolaşımın toplardamar sisteminde basınç artışı ve ödemler ortaya çıkar. Küçük dolaşımdaki basınç artışı ise akciğer ödemine ve nefes darlığına neden olur.
Tedavinin zamanında başlamasını sağlamak ve hastalığın ağırlaşmasını önlemek açısından başlangıç belirtilerim bilmek önemlidir.
Hastalık ani ve şiddetli bir güç harcandıktan sonra ortaya çıkabilir. Önceleri belirtisiz seyreden hastalık, şiddetli güç harcanması sonucunda dengelerin altüst olmasıyla belirti vermeye başlar. Ama genel olarak yavaş ilerleyen hastalığın önceleri hafif olan belirtileri giderek şiddetlenir. Sağlık durumu iyi olan bir kişi güç harcamayı gerektiren işleri başarıyla tamamlayamaz. Hastalar soğuk havada bir merdiven çıkarken ya da yokuş yukarı yürürken zorlanmaya başlarlar. Solunum zorlaşır ve hasta ya adımlarım yavaşlatmak ya da durmak zorunda kalır. Bu durum önceleri hastayı biraz şaşırtsa da, pek önem vermez, olayı bir anlık yorgunluğa bağlayarak geçiştirir. Bundan sonra, uyarıcı bir başka belirti ortaya çıkar: Yorucu bir günün sonunda ayak bileklerinde şişme (ödem) ortaya çıkar. Şişler hamur kıvamındadır ve sabah saatlerinde kaybolur. Nefes darlığı ve şişme önceleri hafiftir;
ileri dönemlerde ise çok şiddetli ve ağır bir tablonun gelişimine yol açarak kalp yetmezliğinin en önemli iki belirtisin! oluştururlar. Daha sonra tabloya eklenen morarma özellikle yüz, el ve ayakların kırmızı-mor bir renk almasına yol açar. Zamanında tedavi edilmezse belirtiler giderek şiddetlenir. Nefes darlığı artık basit hareketlerde de görülür;
ayaklardaki şişlikler giderek artar ve bacaktan yukarı doğru yayılır, morarma da iyice belirginleşir. Kalp yetersizliğinin en ileri aşamasında nefes darlığı dinlenme sırasında da görülür; şişme, bacakların dışındaki bölgelere de, örneğin kama, erkeklerde cinsel organlara ve hatta göğse yayılır; morarma ileri derecede yoğunlaşır.
Bu belirtilerle birlikte ikincil olarak, kalp astımı ya da akciğer ödemi (akciğerlerde sıvı birikimi) görülür. Ani gelişen bu durum boğulmaya benzer bir izlenim yaratan ciddi bir tablodur.
Belirtilerin nasıl ortaya çıktığım anlayabilmek için, yetersizlik halindeki kalp ve dolaşım sisteminin hangi koşullar altında bulunduğunu açıklamak gerekir. Kalp, içerdiği kanın tümünü pompalayamaz. Her kasılmada gerekenden daha az miktarda kanı damarlara vererek daha az enerji harcar. Sonuçta kanın dolaşma hızı giderek azalır ve morarma gelişir. Hastalığın ağırlığına göre, kalbin pompalayamadığı az ya da çok miktarda kanın karıncık içinde kalması sonucunda karıncık içi basınç artar. Bu basınçtan ötürü, dokulardan gelen toplardamar kanının sağ karıncığa, akciğer toplardamarından gelen kanın da sol karıncığa boşalması engellenir. Sonuçta büyük dolaşımın toplardamar sisteminde basınç artışı ve ödemler ortaya çıkar. Küçük dolaşımdaki basınç artışı ise akciğer ödemine ve nefes darlığına neden olur.
-Nefes Darlığı
Kalp yetmezliğinin hastalık tablosunu başlatan ilk belirti nefes darlığıdır. Hastanın kalp-dolaşım sistemindeki bozukluk açısından büyük önem taşır. Bazı olgularda ise oksijen azalması ve karbon dioksit artışının (çok ağır olgular dışında kan gazları değerleri normaldir) solunum merkezlerim uyarması da nefes darlığına yol açabilir.
Ama nefes darlığının temel nedeni, akciğerde kan göllenmesi, yani akciğer damarlarında aşın kan birikmesidir. Benzer bir durum olan, büyük dolaşımın toplardamar sistemindeki basınç artışı da, daha önce belirtildiği gibi, kalbe gelen bütün kanın vücuda pompalanamamasının sonucudur. Aynı süreç kanın küçük dolaşımdan kalbe gelmesini de engeller. Solunum sistemindeki gaz alışverişi ve akciğer hareketleri de önemli ölçüde engellenir; solunum güçleşir. Kalp hastaları akciğerdeki sıvı birikimim azaltmak için daha uygun bir duruş seçer, yan oturur ya da oturur bir konum alırlar (ortopneik durum). Ağır kalp yetmezliğinde hastalar, geceleri yatakta yatmak yerine koltukta oturmayı tercih ederler.
-Akciğer Ödemi
Akut sol karıncık yetmezliği nöbetidir. Kalp yetmezliği, hastalığın nedenine göre, karıncıklardan birinde ortaya çıkar. Kasılma yeteneğinin azalması öncelikle sol karıncığı ilgilendiriyorsa, kalbe toplardamarlar ile vücuttan önemli miktarda kan geldiğinden sağ karıncık bu kam akciğerlere yollamayı başarabilir, akciğer engelim aşan kan sol karıncığa ulaşabilir, ama sol karıncık bu kanın hepsini aorta pompalayamaz. Böylece sol karıncığın gerisinde yani akciğer ağacında kan göllenmeye başlar, yani akut akciğer ödemi (göllenmesi) gelişir.
Bu koşullarda kalp astımı adı verilen bir nefes darlığı nöbeti ortaya çıkar. Bu nöbet hemen durmazsa, aşırı miktarda kan birikiminden ve oksijen eksikliğinden ötürü çok büyük bir yük altında bulunan akciğer damarlarından açığa çıkan sıvı hava keseciklerim (alveol) doldurur ve kan ile hava arasındaki normal alışverişi önemli ölçüde bozar; böylece kanın oksijen içeriği daha da azalır. Bu duruma akciğer ödemi denir. Solunum giderek zorlaşır ve hastanın boğulmaya karşı verdiği korku dolu bir mücadeleye dönüşür.
Vücut yatar durumdayken toplardamarlardan kalbe dönen kan miktarı arttığından, nefes darlığı nöbetleri daha çok geceleri görülür. Aynı koşullarda vücudun alt bölümüne giden kan miktarı da azalır ve hasta bu durumu gidermek için oturur vaziyet alarak ayaklarını yatağın kenarından sarkıtır. Nöbet oldukça ağır seyretmekle birlikte, uygun ilaçlarla denetlenebilir niteliktedir. Altta yatan kalp yetmezliği ne kadar hafifse tablonun düzeltilmesi de o ölçüde kolaydır. Belirtiler olguların çoğunda kısa sürede düzelir ama hasta bitkin düşer.
HASTALIĞIN NEDENLERİ
Daha önce belirtildiği gibi kalp yetmezliği, kalbi olumsuz etkileyen çeşitli hastalıklar sonucunda gelişmektedir. Bunların en önemlileri doğrudan kalbi ilgilendiren mitral kapak (sol kulakçık ile sol karıncık arasındaki kapak) yetmezliği ve darlığı ile aortun (daha doğrusu aortun yarımay kapağının) yetmezliği ve darlığıdır. Bu kapak bozukluklarının nedeni genellikle frengi ya da başka enfeksiyon hastalıkları, özellikle de akut romatizmal ateştir. Uygulanacak tedavinin amacı kalp yetmezliğim yenmektir.
Günümüzde önlenmesi oldukça zor olan bir rahatsızlık da vücudun bütünü-nü etkileyen damar sertliğidir. Bu hastalık atardamar duvarlarının sertleşmesi-ne, damarların esnekliklerinin azalma-sına yol açar. Kalbin bu sert damarlara kanı pompalaması güçleşir. Ama damar sertliğinin en önemli etkisi kalp kasım besleyen atardamarların (kroner atardamarlar) etkilenmesiyle kalbin kan akımının ve kalbe gelen oksijen miktarının azalmasıdır.
Kalp kası iltihapları ve tiroit bezinin aşın hormon salgılaması da (hipertiroidizm) belli oranlarda kalp yetmezliğine yol açan hastalıklardır.
HASTALIĞIN TEDAVİSİ
Kalp yetmezliği olgularında kullanılan oldukça etkili ilaçlar vardır. Bu ilaçlar birçok insanın yaşamım kurtarmıştır. Bunların en önemlisi dijitaldir.
Kalp yetmezliği hastaları için beslenmenin büyük önemi vardır. Öncelikle alınan besin miktarı az olmalıdır. Hekimler ilk günlerde daha çok şekerli su, portakal suyu, açık çay, sebze sulan gibi sulu besinler önerir. Alınan besinler daha sonra aşamalı olarak artırılır ve günlük besinler birkaç öğüne bölünerek verilir. Sindirim işlevi, kalbin yükünü önemli ölçüde artırdığından besinlerin iyice çiğnenerek ve az miktarda alınma-sı gerekir. Öncelikle yağlar önemli ölçüde kısıtlanmalıdır ve hekim gerekli görürse ödemli olgularda tuz sınırlama-sı uygulanır. Beslenmede tuz sınırlama-sı uygulandığında idrarla atılan su miktarı artar, ödemler kaybolur ve kalbin yükü azalır. Kalp kası dokusunun oksijenlenmesini engelleyen sigara bütünüyle kesilmelidir; kahveye izin verilebilir.
Hekimin önerilerin! düzenli olarak uygulayan ve ilaçlanm alan bir hasta başanyia tedavi edilebilir. Tedavi başa-nlı da olsa, kalpte hastalık olduğu unutulmamalıdır. Dolayısıyla kalp yetmezliğim ağırlaştıracak ağır bedensel güç
harcamaktan kaçınmak gerekir. Gerekli önlemleri alan hasta uzun yıllar yaşayabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder