9 Ekim 2011 Pazar

şifalı bitkilerden


HARDAL - Sinapis



0,2-1,5 m boylarında beyaz veya sarı çiçekli, yıllık otsu bitkilerdir. 10 kadar türü vardır. Türlerinin çoğu Akdeniz çevresi memleketlerinde yetişir. Hardalın beyaz hardal otu, siyah hardal otu, yabanî hardal olmak üzere değişik türleri vardır.
*Siyah hardal otu (Sinapis nigra): 1-1,5 m boyunda, bir yıllık sarı çiçekli otsu bir bitkidir. Yaprakları saplıdır. Meyveleri 1-3 cm uzunlukta 2-3 mm genişlikte, sap üzerine yatık, tüysüz, hemen hemen dört köşeli, kısa sivri uçludur. Yassı ve köşeli olan meyvelerinde tohumların bulunduğu yerler şişkindir. Tohumlar kırmızımsı siyah renktedir. Bitkinin Orta Avrupa, Anadolu ve İran’da kültürü yapılır.
*Kullanılan kısımları tohumları ve tohumlarından elde edilen yağıdır. Bitkinin yaprakları dökülmeye başladığında meyve salkımları toplanır. Bunlar 15 gün kadar gölgede kurutulduktan sonra tohumları alınır. Hardal tohumlarında müsilaj, yağ, sinapin, sinigrin isimli glikozit ve mirozinaz fermenti vardır. Çok eskiden beri tıpta kullanılmaktadır. Dâhilen hardal tohumu unu az dozlarda midevî, yatıştırıcı ve tarçınla karıştırılırsa iyi bir iştah açıcıdır. Hâricen yakı, lapa veya banyo hâlinde romatizma ve bronşitte mevzii tahriş yapmak için kullanılır. Hardal yağı cildi tahriş eder, onun için sürüldüğü yer kızarır. Hafif antiseptiktir. Dumanı öksürük ve gözyaşı getirir. En fazla baharat olarak kullanılır. Deriyi tahriş edip, kızarttığından iç organlardaki kanı dışarıya toplar. Zehirlenmelerde kusturucu etkisinden faydalanılır. Hardal yakıları bir saatten fazla tutulmamalıdır. Aksi halde yılancığa benzer büyük şişler meydana gelir. Yakılar ılık suda ısıtılır. Sıcak su fermentleri tahrip eder. Hardal yakısı, hardal tozunun kâğıt üzerine yapıştırılması suretiyle elde olunur. Kullanılacağı zaman ılık suda ıslatılarak hardallı tarafı deriye gelecek şekilde kullanılır.
*Beyaz hardal otu (Sinapis alba): Beyaz çiçekli hardal otudur. Vatanı Akdeniz çevresi memleketleridir. Orta Avrupa ve Kuzey Amerika’da da kültürü yapılır. Önemli bir yağ bitkisidir.
*Beyaz hardal :
otunun sarı-kırmızı veya beyaz renkteki olgun tohumlarından hardal yağı elde edilir. Kullanılışı siyah hardal otu ile aynıdır.
*Yabani hardal :
(Sinapis arvensis): 20-60 cm yüksekliğinde, memleketimizde tarla ve nadaslarda, yol kenarlarında yetişen bir tarla otudur.
************

KARAKAFES OTU (Eşek Kulağı, Mayasıl Otu, Kafes otu, Symphytum officinale)

*Botanik Bilgi :
Hodangiller familyasından, çok yıllık bir bitkidir..Karakafes, 1 m kadar boylanabilen, genellik parklarda süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir.Yaprakl​arı geniş bir mızrak şeklinde, uçları sivri, kenarları hafif kertikli, dalgalı, üst yüzeyi yeşil pürtüklü, alt yüzeyi grimsi yeşil ve tüylüdür. Çiçekleri topluca bir sapa bağlı olarak sarkık halde bulunur. Kökleri ise dış yüzeyi koyu kahverengimsi veya siyah, içi sarımsı beyaz renkte ve sümüksüdür.
*Yetiştirildiği Yerler :
Başta Orta Avrupa, Balkanlar, Kafkaslar ve Asya’nın ılıman bölgeleri ile Türkiye’nin Marmara, Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgesinde genellikle nemli çimenlikler ve su kenarlarında yetişir.
*Toplanması Kurutulması :
 Kökler ilk veya son baharda sökülür. Iyice yikanip temizlendikten sonra boylamasina kesilerek iplere dizilip, havadar bir yerde asilarak kurutulur. Bitkiler ise çiçeklerin olusmasi sirasinda topragin bir kaçsantim üzerinden kesilerek bag’lar halinde havada asilarak kurutulur. Kök ve bitki çok sulu olupönceden 40 - 60 derecede kurutulabilir.


FAYDALARI :
*Mide rahatsizliklari ve kanamalarinda iyi gelir.
*Balgam söktürücüdür.
*Bedeni güçlendirici toniktir.
*Göğsü yumuşatır ve üst solunum yollarını da temizler.
*Damar ve doku büzücü etkileri nedeniyle iç ve dış kanamalarda iyileştiricidir.
*Kanı temizler.
*Gastrit, onikiparmakbağırsağı ülserleri, ülserli kolit ve mide çeperinin zayıflaması nedeniyle oluşan fıtıklarda güçlü bir iyileştiricidir.
*Kullanım Şekli : Bitkinin kurutulmuş kök ve yaprak karışımından -3 tatlı kaşığı alınıp 1 bardak suda kaynama noktasına kadar ısıtılır. Sonra ateş kısılıp
10-15 dakika daha ağır ağır ısıtma işlemi sürdürülür. Günde üç kere birer bardak içilmelidir.
*Karakafesotu yara temizliği, yanık pansumanı ve cildi yumuşatma işlemlerinde de yararlıdır.
*Kullanım Şekli : Yukarıda verilen tarife uygun olarak aynı karışım hazırlanır. Yara veya yanık yere dıştan uygulanılır.
*Felç olan bölgelere lapasi sarildiginda iyi neticeler alinir.
*Varis yaralari, romatizmal kas sismeleri, boyun agrilari ve agrili ameliyat yerleri ile bacak derisindeki iltihaplarinda sicak lapasi çok faydalidir.
*Karakafesotu etkili bir yara iyileştiricidir.
*Kullanım Şekli :Lapa, Kurutulup toz haline getirilmis köke sicak su ve 1 - 2 damla yag karistirilarak yapilir.
*UYARI :
 Çok derin yaralarda karakafesotunun uygulanmasında dikkatli olunmalıdır. Çünkü bitki yaranın üzerinde sağlıklı bir doku oluştururken altta kalan yara apse yapabilir.
************

GÜVEYFENERİ (Gelinfeneri / Fenerçiçegi / Gelinotu / Askelmasi / Kis kirazi / Physalis alkakengi / Winter cherry / Lanterne)



*Patlicangillerden, kireçli topraklarda yetisen bir çesit bitkidir. Çiçekleri pembe-beyaz renklerdedir. Yemisleri kiraz ya da küçük domateslere benzer. C vitamini içerir. Lezzeti acimtiraktir. Meyveleri Eylül-Ekim aylarinda toplanip kurutulur.
FAYDALARI :


*Idarar ve ter söktürür. Karinda toplanan suyu bosaltir. Böbrek taslarinin düsürülmesine yardimci olur. Sarilikta da faydalidir.
*************

GÜNLÜK (Buhur / Boswellia / Styrax / Frankincense / Encens /)



*Tropik bölgelerde yetisen "Sigala (Amber) Agaci"ndan elde edilen yagdir. Sigala yaginin mart ayindan itibaren sekiz ay süre ile üretimi yapilmaktadir. Bu yag agacin salgi hücrelerinde meydana gelir. Salgi hücreleri bitkide tabii olarak fakat az miktarda bulunmaktadir. Agaçlarda yaralama sonucu balsam meydana gelir ve bu yaralama sirasinda salgi hücrelerinin sayisi da artar. Yaralama kepçe gibi biçaklarla yapilmaktadir. Yara yeri 15-20 günde bir derinlestirilmektedir. 3-4 yaralamadan sonra balsam tesekkül eder. Agacin kabuk kismi, odun kismina kadar siyrilmak süretiyle balsam toplanir. Bir kazanda yarim ile bir saat kaynatilir. Böylece kabuklardan ayrilan balsam, dibe çöker, kabuklar suyun üzerinde kalir. Bu kabuklar yabalarla alinarak bir preste sikilir ve akan balsam ile su havuzlarda toplanir. Bir süre dinlendirilince, balsamin bir kismi dipte, bir kismi suyun üstünde olmak üzere toplanarak sudan ayrilir. Kazanin dibinde kalan balsam ile havuzlarda biriken balsam birlestirilir. Kalan yongalar kurutulduktan sonra “buhur” veya “günlük” adi altinda satilmaktadir.


FAYDALARI :


*Nefes darligini giderir. Tütsü olarük kullanilir.
**************


GÖZLÜKOTU - Euphrasia officinalis

*Sıracagiller familyasındandır. Kırlarda kendiliğinden yetişen, 5-20 cm. boylanabilen bir yıllık otsu bitkidir. Dört köşe kesitli ve dallara ayrılan yapılı gövdesi: kenarları dişli, derin parçalı, oval biçimli ve tüylü yaprakları: yaz ortasından sonbaharın sonuna kadar çok sayıda açan mor ya da sarı lekeli beyaz küçük çiçekleri vardır. Bitki, döktüğü tohumlarıyla çoğalır.


*Etki ve Kullanım:
*Bitkinin tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri aşağıda sıralanmıştır:
• Gözlerdeki akut ve kronik yangıları, göz yorulması ve benzeri rahatsızlıkları iyileştirir.
• Gözlerdeki batmayı ve ışığa karşı aşırı duyarlılığı yok eder.
• Saman nezlesi, soğuk algınlığı, öksürük ve boğaz ağrılarına iyi gelir.
• Sinüzite karşı etkili olur.


*Böyle durumlar için, gözlükotunun topraküstü bölümleri yaz sonundan sonbaharın sonuna kadar, bitki çiçekliyken toplanır. Gölgelik ve havadar yerde kurutulur, 1 tatlı kaşığı kurumuş ot karışımı üzerine 1 bardak kaynar su dökülerek 5-10 dakika demlendirilip infüzyon hazırlanır. Bu infüzyon günde üç kez birer bardak alınır.
• Konjoktivitis (gözkapaklarının iç yüzeyi iltihabı) ve blefaritte (gözkapaklarının kenar bölümleri iltihabı) iyileştirici etkisi vardır.
*Bu durumlar için, gözlere dıştan kompres uygulanır: 1 tatlı kaşığı kurumuş gözlükotu karışımı yarım litre suya konulup 10 dakika süreyle kaynatılarak ağır ağır soğutulur. Böylece hazırlanmış olan dekoksiyona pamuk (ya da gazlı bez veya muslin kumaş) daldırılıp sonra hafifçe sıkılarak gözlerin üzerine bastırılır. Arada bir dekoksiyona yeniden daldırılan pamuk ya da diğerleri 15 dakika süreyle gözlerin üzerinde tutulur. Bu uygulama günde birkaç kez yinelenir.


• Gözlükotu ciltteki yaraların iyileştirilmesinde de etkili olur.


*Bunun için bitkinin topraküstü kesimleri ezilip yara lapası hazırlanır ve yaraların üzerine dıştan uygulanır.
UYARI
• Her türlü göz rahatsızlığında, gözlükotu tedavisine başlanmadan önce, bir uzman doktora başvurulmalıdır.
***************

FRENKÜZÜMÜ (Stachelbeere / Groseille / Currant / Ribes rubrum / Currant / Groseille)



Çogunlugu kisin yapragini döken, bâzilari da her zaman yesilligini muhafaza eden bodur çalilardir. Kökleri saçak seklinde olup, fazla derine inmezler. Dallari zayiftir. Her sene dipten yeni sürgünler meydana getirir. Meyveleri küçük salkimlar hâlindedir. Salkimlar üzerinde tâneler yuvarlak ve çok parlak renklidir. Kabuk yari saydam oldugundan, tânenin içerisindeki çekirdek fark olunabilir. Meyveler mayhos ve tatlidir. Frenküzümü mahsûlünü dâima genç sürgünler üzerinde verir (budamada bu hususa dikkat etmelidir). Yapraklari el biçimindedir. Frenküzümü en iyi sekilde mutedil iklimlerde yetisir. Fazla rutûbetli ve fazla kuru topraklari sevmez. Ilkbaharda erken uyandiklari için, dikimi sonbaharda yapmak iyi netice verir. Bahçe zirâatinda frenküzümü, 1,20x1,40 m aralik ve mesâfeyle dikilmelidir. Budanmayan frenk üzümleri iyi mahsul vermezler. Onun için yasli dallari budanir. Genç sürgünleri yerlerinde birakarak iyi bir aralama yapmak gerekir. Köklerden süren piçleri kesip atmali, ortada olanlarindan bir veya iki tânesini birakmalidir. Birakilan bu sürgünler fidani gençlestirir.


*Baslica dört çesit taninmis frenküzümü vardir:


*1) Küçük kirmizi frenküzümü,
*2) Büyük kirmizi frenküzümü,
*3) Siyah frenküzümü,
*4) Sari frenküzümü.
*Bunlardan en makbulü büyük tâneli kirmizi frenküzümüdür. Bu üzüm çesidi tesirlidir ve suyu çoktur. Surup yapmaya elverislidir. Frenküzümlerini iyice olgunlastirdiktan sonra toplamalidir.
*Türkiye'de yetistigi yerler: Hemen hemen bütün bölgelerde.


FAYDALARI :
*Istah açar, hazmi kolaylastirir. Idrar söktürür. Vücüda rahatlik verir. Böbreklerdeki taslarin düsürülmesine yardimci olur. Karinda toplanan suyu söker. Karaciger sisligini indirir. Surubu çok besleyicidir.
***************

FRENK MAYDANOZU (Caerefolium / Chervil / Carfeuil)



*Maydanozgillerden, itirli bir bitkidir. Birçok çesidi vardir.


FAYDALARI :


Idrar ve aybasi kani söktürür. Basur memelerinin verdigi sikayetleri giderir. Suyuyla kirpiklere kompres yapilirsa, uzamalarini saglar.
*********

FİLİSKİN (Yarpuz / Mentha pulegium)



Akdeniz bölgesinde yetisen, üzeri tüylü, 10-15 cm boyunda kuvvetli kokusu olan bir bitkidir. Yapraklari kisa sapli olup, oval seklindedir. Çiçekleri morumsu pembedir. Terkibinde uçucu yag (Pulegon) vardir.


FAYDALARI :


Mide agrilarini keser. Kusma ve bulantiyi önler. Iktidarsizligi giderir. Vücudun dinç kalmasini saglar.
*************

ERGEÇSAKALI (Erkeçsakali / Çayirmelikesi / Spirea / Flipendula ulmaria)

Gülgillerden, dallari saglam, sert ve kirmizimtirak bir bitkidir. Çiçekleri kar taneleri gibidir ve dallarin ucunda toplanmistir. Yaz aylarinda toplanip kurutulur. Bu bitkinin her yeri kullanilmaktadir.


FAYDALARI :
*Idrar söktürür, vücutta biriken zararli maddelerin atilmasini saglar. Böbrek, mesane ve idrar yollarindaki iltihaplari giderir. Kani temizler. Sinirleri yatistirir. Nefes darligi ve astimda faydalidir. Diseti ve bogaz iltihaplarini giderir.
************

EKMEK AĞACI (Brotfruchtbaum / Bread tree / breadfruit tree / Artocarpus incisia / Jaquier)



Kalin gövdeli, 15-20 m boyunda, büyük meyveli, tek evcikli bir agaçtir. Tropik, Asya adalarinda (Sunda adalarinda) yetisir. Ana vatani da Pasifik adalaridir. Yapraklari küçük ve düz kenarlidir. Ananasa benzeyen meyveleri 1-2 kg agirlikta olabilir. Yenen kisim, çiçek ekseni ve çiçek örtü yapraklaridir. Münferit meyveler findiksidir. Fakat çekirdek tesekkül etmez. Üremeleri vegetatiftir. Tohumla üreme olmaz. Her mevsimde mahsul verir.


FAYDALARI :


Ekmek agaci meyvesi nisasta bakimindan zengindir. Meyveleri beyaz etli ve biraz unludur. Haslanarak ve pisirilerek yenilebildigi gibi ekmek yapmak için de kullanilir. Bu bakimdan tropik bölgeler için önemli bir bitkidir.
****************

EĞRELTİ OTU (Farn / Farnkraut / Fougére / Fern Nepkrodium filixmas / Dryopteris filis mas / Fougere male / Filicis rhizoma)

Bu sinifta bulunan 170 cins, 9000 tür bitki yaklasik olarak dünyanin her tarafina yayilmistir. Türlerinin çogunlugu tropik bölgelerde yetismektedir. Egreltiotlarinin birkaç santimetre büyüklükte olanlardan, agaç sekline kadar çesitleri vardir. Bugün yasayanlarin çogunlugu, çok yillik otsu bitkilerdir. Bunlarin topragin yüzeyine yakin, ona paralel büyüyen sürünücü veya yukari yönelen kökçükleri vardir. Hemen bütün egreltiotlarinda, yapraklar tomurcuktayken içe dogru kivrilmistir. Kartal egreltisi, Venüs saçi, erkek egreltiotu, geyik dili, kaya egreltisi memleketimizde bulunan egrelti çesitleridir. Bu egrelti çesitlerinden erkek egreltiotu tipta kullanilir.


Erkek Egrelti otu (Dryopteris filixmas): Mutedil bölgelerin rutubetli yerlerinde, orman altlarinda, kayalar arasinda yetisen 50-70 cm boylarinda, çok senelik, otsu zehirli bir bitkidir. Toprak alti gövdesi 10-40 cm uzunlugunda olup, dis kismi eski yaprak izleri veya kâideleri ile kaplidir. Alt tarafinda siyah renkli, ince kökler tasir. Ilkbaharda rizom gövdesinin ucundan kendi üzerine sarilmis olan genç yapraklar çikar. Yapraklar gelisince açilir. Yapraklar uzun sapli olup sapin kâidesi siskindir. Yapraklarin alt yüzlerinde spor keseleri vardir. Mutedil bölgelerin rutubetli yerlerinde, orman altlarinda, kayalar arasinda yetisen 50-70 cm boylarinda, çok senelik, otsu zehirli bir bitkidir. Toprak alti gövdesi 10-40 cm uzunlugunda olup, dis kismi eski yaprak izleri veya kâideleri ile kaplidir. Alt tarafinda siyah renkli, ince kökler tasir. Ilkbaharda rizom gövdesinin ucundan kendi üzerine sarilmis olan genç yapraklar çikar. Yapraklar gelisince açilir. Yapraklar uzun sapli olup sapin kâidesi siskindir. Yapraklarin alt yüzlerinde spor keseleri vardir.
FAYDALARI :
Bitkinin kullanilan kismi kökleri ve yapraklaridir. Kökleri sonbaharda toplanip, birkaç gün, havada sonra hafif isida kurutulur. Kökleri kalin, disi siyah, içi beyazdir. Özel bir kokusu, tatlimsi ve kekremsi bir tadi vardir. Bilesiminde uçucu ve sâbit yaglarla, reçine, nisasta ve etkin madde filisin vardir. Barsak parazitlerine karsi çok eski târihlerden beri kullanilmaktadir. Toz veya hulasa hâlinde alinir. Müshil olarak yagi ilâçlarla verilmemelidir. Zîrâ yaglar, ilâçtaki toksin maddelerin yayilmasini kolaylastirarak siddetli zehirlenmelere sebeb olabilir. Tavsiye edilen miktarin disina çikmamalidir.
*************

DÜĞÜNÇİÇEĞİ (Hahnenfuss / Rénoncule / Buttercup ranunculus / Giritlalesi / Sekayiklalesi / Turnaayagi / Kurbagaotu / Sütlüceotu)



Nisan-temmuz aylari arasinda, ekseriya parlak sari, nâdiren beyaz renkli çiçekler açan bir veya çok senelik otsu bitkilerdir. Çiçekleri ekseriya tek baslarina 5 veya daha çok parçalidirlar. Taç yapraklari genellikle parlak sari renktedir. Yapraklar elsi dilimli veya tam kenarlidir. Memleketimizde 78 türü bulunmaktadir.


FAYDALARI :


Dügünçiçegi (Ranunculus) türleri yakici, tahris edici, kizartici ve zehirli bitkiler olarak taninmislardir. Tedâvi sahasinda nâdiren kullanilir. Tedâvi maksadiyla kullanilmakta olan türler sunlardir:
Yakici dügünçiçegi (R. acer), yumrulu dügünçiçegi (R. bulbosus), bâsurotu (R. icaria) bataklik dügünçiçegi (R. scelerotus).
Bâsurotu ortaçagdan beri bâsura karsi kullanilmaktadir. Saponin, glikozit ve yakici bir uçucu yag tasir. Kavak merhemi ile birlikte hâricen basura karsi verilmektedir.
Bataklik dügünçiçegi ise zehirli olarak taninmis bir türdür. Hâricen kizartici ve kan toplayici olarak kullanilir
*********

DENİZ ÜZÜMÜ
(Meerträrubchen / Ephédre / Sand Cherry / Sea Grape / Ephedra campylopoda)



Dünyanin kurak yerlerinde yetisen bir bitkidir. Yesil ve çok dalli olan sürgünlerinde pul seklinde karsilikli iki yaprak bulunur. Yapraklar terlemeyi azaltmak maksadiyla çok küçülmüs ve pul seklini almistir. Bu sebeple dallar özümleme vazifesini üzerine almis ve yesillenmistir. Bu dallar dügüm ve dügümler arasi kisimlara ayrilmislardir. Ephedralar normal olarak iki evciklidir. Fakat bir evcikli hatta erdisi çiçekli olanlar da vardir. Ephedra cinsinin orta Asya’dan Akdeniz çevresi memleketlerine kadar olan bölgede, Orta Avrupa’da Kuzeybati Amerika, Meksika ve G.Amerika And Daglarinda yetisen 40 kadar türü, memleketimizde yetisen üç türü vardir.


Ephedra campylopoda (Sarkik denizüzümü): Akdeniz ikliminin bulundugu kiyi bölgelerimizde, mese ve ardiç türleri üzerinde sarilici olarak yetisir. Dallari 1-4 mm çapinda, silindir seklinde, çiplak, boyuna hafif çizgilidir. Meyveleri ekim ayinda olgunlasan, ates kirmizisi renkli, iki tohumlu, 8-10 mm çapinda yalanci üzümsü bir meyvedir.
Ephedra major (Dik denizüzümü, dagburugu): Iç Anadolu’da özellikle tasli ve çakilli yamaçlarda yetisir. 0.3-2 m boyunda, çali görünüsünde, odunlu bir bitki. Dallar sik, 1-1.5 mm çapinda, koyu yesil renkli ve çiplaktir. Yapraklar derimsi ve küçük, meyve kirmizi, nâdiren sari renkli, küre seklide ve üzümsüdür.


Ephedra distachya: Vatani Akdeniz çevresi memleketleridir. Memleketimizde Kars, Kayseri, Çanakkale çevresinde yetismektedir.
Ephedra sinica: Çin’de 5000 yildan beri taninan ve halk tibbinda kullanilan önemli bir bitkidir. Bu bitki özellikle Güney Çin’de deniz kenarina yakin yerlerde yetisir. Bugün Kuzey-Bati Hindistan ve Bati Pakistan’da yetismektedir. Bitki 60-90 cm yüksekliktedir.

Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara, Ege, Akdeniz ve Iç Anadolu.
FAYDALARI :
Bitkinin kullanilan kismi kuru dallaridir. Bilesiminde, Ephedrin alkaolidi ve tanen vardir. Ephedrin astima karsi kullanilir. Eski devirlerden beri Çin’de ve Orta Asya’da terletici, ates düsürücü, romatizma agrilarini ve astim nöbetlerini dindirici olarak kullanilmistir. Fakat bugün çogunlukla astim nöbetlerini dindirici olarak kullanilmistir. Fakat bugün çogunlukla astim nöbetlerini dindirici ve yüksek atese karsi kullanilmaktadir.
***************

DEMİRHİNDİ - Tamarindus indica



Hindistan ve tropikal bölgelerde yetisen, yayik dalli boyu 20-25 metreye ulasan sicak iklim agacidir. Anayurdunun Habesistan oldugu tahmin edilmekte ise de bugün bütün tropikal bölgelerde yetismektedir. Çiçek açtigi zaman çok güzel bir görünümü oldugundan yetistigi bölgelerde, yol kenarlarina park ve bahçelere dikilir. Çiçekleri sari veya kirmizi renkte olup, dallarin ucunda salkim seklinde bulunurlar. Meyveleri 20 cm civarinda, kahverengi, çok tohumlu olup, olgunlasinca açilmazlar. Gövde kismi tahta isleri ve oymacilikta kullanilir.
*Türkiye’de yetistigi yerler: Güney bölgelerde yetisir.
FAYDALARI :
Yapraklari kaynatilarak elde edilen suyu solucan düsürmede ilâç olarak kullanilir. Meyvelerinden ise ilâç yapiminda istifâde edilir. Meyvenin bilesiminde elma asidi, sitrik asit, asetik asit, seker ve pektin bulunur. Tibbî kullanilmasinin disinda seker ve tatlicilikta ve vücuda serinlik ve rahatlik verdigi için serbet olarak kullanilir. Ayrica, susuzlugu giderici, ve müshil etkileri de bilinmektedir.
***********

DALAKOTU ( Gemeiner / Gamander / Germander / Kurtluca / Duvarsedefi / Teucrium chamaedrys / Yermesesi )

Haziran-eylül aylari arasinda pembe veya beyazimsi renkli çiçekler açan, 10-30 cm boyunda, çok senelik, otsu bir bitki. Kisamahmuz, yer mesesi ve yer palamudu gibi adlarla da taninir. Orman altlari ile kurak çayirlarda rastlanir. Gövdeleri yatik, gövdeden çikan dallar ise dik, alt kisimlari yuvarlak üst kisimlari ise dört köseli ve tüylüdür. Çiçekler yapraklarin tabaninda gruplar teskil ederler. Pembemsi renkteki çiçekler tüp seklindedir. Dalakotunun tüylü olani ”Teucrium polium” mayasil otu olarak taninmaktadir. Bitki, üzerini tamâmen kaplamis olan tüylerden dolayi beyaz-gri renktedir. Yapraklarin kenarlari bilhassa uca dogru disli ve içe dogru kivriktir. Çiçekleri beyaz renkli olup oval durumlarda toplanmistir. Anadolu’da çogu yerde yaygindir. Ayni dalak otu gibi kullanilmaktadir.
Türkiye’de yetistigi yerler: Marmara, Karadeniz, Orta Anadolu ve Akdeniz bölgesi.
FAYDALARI :


Bitkinin kullanilan kismi, toprak üstü kisimlari, yâni çiçekli bitkidir. Çiçek açma mevsiminde çiçekli dallar toplanir, demet yapilip havadar bir yerde kurutulur. Istah açici, uyarici, yaralari iyi edici ve ates düsürücü olarak kullanilir. Bitki uçucu yag, aci maddeler, tanen, glikozit ve saponinler tasir.
****************

ÇÖVEN ( Sabunotu / Helvacikökü ) - Gypsophila



Haziran-temmuz aylarinda beyaz çiçekler açan, 50-60 cm yüksekliginde çok dalli, çok senelik, kazik köklü, otsu bir bitki. Yapraklari sapsiz, soluk yesil renklidir. Çiçekler küçük pembe ve beyaz renklidir. Tohumlar küçük, hemen hemen böbrek seklinde esmer renkli ve üzeri pürtüklüdür. Köklerinin dövülmesinden çöven elde edilir. Memleketimizde 27 kadar türü bulunur.


Türkiye’de yetistigi yerler: Orta ve Dogu Anadolu
FAYDALARI :
Bitkinin kullanilan kisimlari kökleridir. Konya ve Beysehir havâlisinde bu bitkiye disi çöven ismi verilmektedir. Idrar söktürür. Terletir. Vücuda rahatlik verir. Kusturur ve balgam söktürür. Çöven köklerinde saponin, reçine ve seker vardir. Eskiden beri temizleyici olarak, lekeleri çikarmak için kullanilir. Memleketimizde ve Yakin Dogu’da “tahin helvasi” yapiminda da kullanildigi için buna, helvaci çöveni ismi de verilmektedir. Bâzi yörelerimizde ve Kibris’ta, pisirilerek salamura edilen hellim tipi peynirin bozulmamasi için suyuna çöven kökü birakilir. Trakya bölgesinde çöven otundan “köpük helvasi” ismiyle beyaz, köpüksü helva yapilir.




























































































































































































































































Hiç yorum yok: