23 Eylül 2011 Cuma

şiir dost kalem


Üzerime devirip dağ gibi hüzünleri



böyle çekip gitmek var mıydı?


var mıydı böyle bitirmek?


hani söz vermiştik birbirimize


kaç zaman geçti aradan


sen yoksun


sana sığındığım geceler


alevleri gökyüzünde


bir kumsal ateşiydi günahları yaktığımız.


ve kan rengi şarapla yıkanmış


bir hasret şimdi göğsümüze taktığımız.


bilirim dönmeyeceksin artık


uzun zaman oldu


belki çoktan unuttun.


adın kaldı soğuk duvarlarında odamın


sigara paketlerinde şiirlerin


resimlerin bana gülen


cüzdanımda saç telin


bir veda o geceden aklımda kalan


kekremsi bir tat


bir med cezir yüreğimde


ben vurgun yemiş bir yaralı


gemiler bana taşır bütün aşk yorgunlarını


sen yoksun....


hayatımın ilkbaharında tanısaydım seni


yasak umutlara ve acılara inat


buruk bir şarap tadında olsaydı sevdamız


yıllandıkça güzelleşen


ve sen şiirler okusaydın geceleri


saçlarımı okşarken


ellerimi tutsaydın ansızın


yüreğim eriseydi gözlerinde


yansaydım ateşinden


sen ağlasaydın mutluluktan


ben ölseydim


yalnızca beni sevdiğini bilseydim.


seviyorum deseydin


bir kere söyleseydin


yanmazdım


yanmazdım böyle çekip gitmeseydin....


bir veda o geceden aklımda kalan


bir günah belki yasak


yanımda olsan şimdi hiç konuşmasak


ağlasak bin kere pişman olsak


sonra yine bozsak yeminleri


sarılsak sımsıkı


öylece kalsak...


gittin..


kim bilir kaç deli sevda sığdırdın yüreğine


ışığa üşüşen pervaneler gibi sardılar seni


körkütük aşkların ortasına düştün


yalanların pençesine


belki bir gün bir gece


dar bir vakitte belki


hiç beklemezken seni gelirsin diye


ben hala buradayım


sen yoksun


lanet olsun.


ALINTI

Hiç yorum yok: