TEBESSÜM
Müvekkilimin size kırılmış bir şişe ile saldırdığını söylediniz dedi, Savunma avukatı,
__ Peki sizin elleriniz boşmuydu?
''Hayır'' dedi davacı,Benim ellerimde' de sanığın karısı vardı,
Kadın yatakta iyi ama kavgada kırık şişe kadar kadar işe yaramıyor :)))))))
DÜNYADA KEŞKE BU KADARCIK BİR MEKANIM BAŞIMI SOKACAK BİR EVİM OLSAYDI KANSERLE UĞRAŞIRKEN EŞİMİN HASTANE MASRAFLARINI VE 4 EVLADIMIN 10 14 17 18 19 YAŞLARINDA OKUYAN ÇOCUKLARIMIN masrafları gıdaları ev kirası elektrik ((8 yetiştiremedim diye 9 ay elektriğimiz Kesik çocuklarım derslerini gündüz yaptılar akşamda mum ışığında oturduk sonra gittim tek meğerse elektriğim kesik değilmiş ALLAHIN kahretecesi ev sahibinin oğlu karşımızda oturuyordu pislik kesmiş :(( kendim birikimimi arabayı arsamı eşimin hindistandan böbrek getirttiğim için mecburen harcadım çocuklarımın hayat sigorta paralarını çektim hergün eşime üç defa kan almak zorundaydım ve aksarayda şehreminide kahvelerden kan rica ettim allah razı olsun hergün 65milyon lira hastane masrafı kan almak zorunda idim aksaraydan ofisten çıkıp halıcıoğluna 2 ay yürüyerek gittim karanlıktan korktuğum için edirne kapı harabelrine gelince korkuyla koşabildiğim kadar hızla koşardım haliç köprüsüne çıkana kadar köprü trafiğinde yürürdüm :( ve elimde ne toplu paramız ne arabamız ne arsam ne ne takılarım kalmadı eşimi 5 yıl baktırdım samatya sigortaya yatırana kadar çapada hasekide ve örnoron kliniğinde tedavisi paralı yapıldı sonra yanımda çalışıyor gösterip samatya ssk ya yatırdım ama oradada masraf oluyordu ve gündüz 5 e kadar kızım yanında duruyordu işten çıkıp ben sabaha kadar kalıyordum kızım eve gidip kardeşlerini doyuruyordu. göz yaşlarımı hiç kimse görmedi çocuklarımın başına hiçkimse gelip kalmadı ((babamı erken şehit verdim annemde erken öldü ve zor durumda kalınca hiç kimse yoktu yanımda eşim 16 kardeşti bir gün gelip yanında kalan olmadı buna hastane doktorları şahittir beni odalarında kapatıp biraz uyusun derlerdi ve bana şimdi hiç kimse öyle böyle demesin eşşek gibi koşuyordum iş hastane ev, yemek yemeden akşamı ettiğim çok bayıldığım zamanlar oldu ama 4 çocukla istanbulda mücadelem çevremdekileri şaşırtmıştır yol paramın olmadığı için diğer mdür arkadaşım patronları uyarmış gururunu kırılmasına izin vermez demiş ödül açtılar ve elmde okadar ağır evrak çantasıyla yorulduğumu anlamadan koşturup MAVİ KART vardı o zamanlar İETT Kartı verildi yol param hafifledi diye sevinmiştim akşama çocuklara ekmek götürmek zorundayım diye çook aç kalıp para harcamadığım günler oldu sonra küçük oğlumu söz vermiştim ya VATAN LİSESİNE YADA PERTEVNİYAL e yazdıracağım diye ama okullar açılmış oğlum beni arıyor anne ben okula gitmiycemmi diye ve o acımı anlayan olumuki tama oğlum kayıtlar başlasın dedim çocuk annecim okullar açılalı 25 gün oldu demezmi çocuğu sakince söz verip kapattım haykıra haykıra hastanenin bahçesinde ağladım ve isyan ettim ALLAHIM! NE İSTİYORSUN BENDEN! HANİ HEP YANIMDAYDIN BEN NE YAPACAĞIM DİYE sonra semtimizdeki Hasköy lisesinin müdürünü aradım o hemen yolla bana dedi çok üzüldüm sakın üzülme ben kayıt ederim dedi velisi o oldu oğlum o gün normal liseye başladı şimdi 10 bin liraya ev yapmışlar bu insanlara çok imrendim keşke bende bir odacık ve bir mutfak bile olsa yapabilseydim 64 yaşındayım nasıl acılara dayandı bu yüreğim? nasıl iki kızımı edebiyle iş sahibi yaptım okuttum alnının akıyla evlendirdim oğlum büyüğüm şırnakta cudi dağlarında günlerce haber alamadığım bir askerdi havacı komando çok şükür ölmedi hafif yaralandı sağ salim döndü küçük oğlum tankçı oldu amasya sonra trakyada görev yaptı sınırda şimdi hepsi evli 6 torunum oldu onları ne arsız ne hırsız ne kötü ahlaksız etmeden okutup iş sahibi olmalarına evlendirip yuva kurmalarına tek başıma köpek gibi çalışarak başardım ama kanser kolon ve rahim içimde ne varsa aldılar sonra koah fısfıslarla oksijenle ilaçlarla tansiyor kalp anjiyo şeker derken ben YAŞADIMMI?? BİLEMİYORUM işte böyle eşimi sevdim nurlarda yatsın onuda erken kaybettim 47 yaşında toprağa verdim çocuklarının ne iş sahibi ne evlilik ne asker olduklarını göremedi :( torunlarını da öyle HER ZAMAN DEDİĞİM BİR ŞEY VARDIR RABİM BENİM HER ZAMAN YANIMDA HİÇ KİMSEM YOKTU ŞÜKÜRLER OLSUN PEKİ BU PARA HIRSI İLE GÖZLERİ DOYMAYANLAR İNSANLIĞINI UNUTANLAR HALKIN İÇİNDE NE DRAMLAR YAŞANDIĞINI BİLENLER BİLMEYENLER ACABA VİCDANEN RAHATLARMI? ALDIĞIM ÜÇ KURUŞ MAAŞLA KİRA VE FATURLARALAR ÖDEMEYE ÇALIŞIYOR GEÇNMEYE ÇALIŞIYORUM o kadar adaletsiz bir dünya olduki inanamıyorum allahım bunlar nasıl bu kadar mal mül para sahibi oluyorlar diye allah nerede gerçekten dürüst böylesi acılar yaşayanlar varsa yardım etsin işte bir anda yazmak geldi içimden güle güle otursunlar
10 bin liraya kendi evlerini yaptılar
Tolga Demirel, eşi Ayşegül ve kızları Maya'nın yaşamları; mayıs ayından itibaren kendi inşa ettikleri bu 'kutu ev'de geçecek. Bu fikri 2011'de bulan ve 5 yılda hayata geçiren Tolga Demirel, evin yapım aşamasını Hayalimbiciftlik.com sitesine anlattı.
Kırsala yerleşmeyi düşünen hemen herkesin kafasında kendi evini yapma fikri var. Yıllarca reklam ve moda sektöründe çalışan Tolga ve Ayşegül Demirel çifti ise bu hayallerini gerçeğe dönüştürmeyi başardı. Ve 4 yaşındaki kızları Maya ile birlikte bir dağ evine yerleşmeye karar verdiler.
10 BİN LİRAYA ÇIKTI
Aylarca kendilerine ait bir düzeni nasıl kuracaklarını düşündüler, araştırdılar. Ve izmir'in Bayındır ilçesine bağlı Sarıyurt Köyü'nde karar kıldılar. Ve kendi elleriyle kendi evlerini yaptılar... 10 bin TL'ye mal ettikleri kutu evlerinde mayıs ayından itibaren yaşamaya başlayacak olan çift, İstanbul'da bulunan evlerinden gelen kira geliri ve arıcılıkla geçinmeyi planlıyor. Evlerinin çevresinde bulunan incir ve ceviz ağaçlarının mahsüllerinin bir kısmını da satmayı düşünüyorlar.
Yapı ressamlığı mezunu olan 42 yaşındaki Tolga Demirel, 'Şehirde çok kısıtlı bir hayat yaşıyoruz. Dört duvar arasında tıkanmış durumdayız. Oradaki özgürlük hissini, şehirde, hiçbir şekilde hissedemiyorsun. Duygu derken o; o özgürlük hissi… Elinin altındaki malzemeyi kullanarak istediğin kadar yaratıcı olabilirsin doğada…' diyor.
'HER HAYVAN YUVASINI YAPARKEN BİZ NİYE YAPAMAYALIM?'
Demirel ailesinin ilham veren hikâyesini Tolga Demirel şöyle aktarıyor:
Bende bu ışık ilk kez 2011 yılında gittiğim Ekolojik Mimari Atölyesinde yandı. Toprak, çamur, saman, taş, ahşap ve bunların çeşitli kullanımları ile çok farklı yapı çözümleri üretmek mümkündü. Üstelik bu malzemeler endüstriyel muadillerinin aksine, geri dönüşebilir, sağlıklı ve ucuzdu. İnsanın kendi yaşayacağı yuvayı kendisinin yapması kadar doğal birşey var mıydı? Her hayvan yuvasını kendisi yapıyorken biz niye yapamayalım?'
KEÇİ DAMI ÜZERİNE
© Milliyet 10 bin liraya kendi evlerini yaptılar!
'Bundan sonraki bir kaç yıl bizim için internette doğal yapı teknikleri ve mimari konusunda hummalı bir araştırmayla geçti. İlk yıl, baharda çadırımızı kurup bahçeyle uğraşmaya başlamış ama evi nasıl, nereye, ne kadar büyüklükte, hangi teknikle yapacağımıza karar veremeden yazın ortasını geçirmiştik bile. Sonra ziyaretimize gelen bir arkadaşımızın Ne düşünüyorsunuz? İşte keçi dama orada duruyor, sapasağlam. Kaldırın çatısını, bir asma kat yapın girin içine demesi üzerine bu keçi damı üzerinden devam etmeye karar verdik.'
'Evin yalıtımı ve büyüklüğünden son derece memnunuz. Henüz tam bitmeyen duvarlarına rağmen ısınma ile ilgili hiç bir sıkıntı yaşamadan karlı-donlu geceler geçirdik. En geniş katı 30 m2, banyo olacak eski keçi damı ve yatak katı dahil 45 m2 olan küçücük bir yuva. 3 kişilik ailemizin kötü hava şartlarında sığınak ihtiyacını karşılayacak kadar büyük; ısıtmakla, temizlikle dekorasyonla fazladan uğraştırmayacak kadar küçük.Uyku hariç, hayatının çoğu dışarda geçen kırsal insanı için ideal bir ev.'
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder