
Yağmurda ordan oraya koşturan, hep bir yerlere yetişme telaşında olan onca insanı izlerken penceremden, yine aynı hüzün kaplıyor içimi...Kimsenin kimseye vakti olmayan bu zamanda, aslında insanların vakti değil sınırlı olan; sabrı ve hassasiyeti.
Herkes bir yaşam telaşına kapılırken, başkalarının mutluluğunu ya da acısını paylaşacak büyüklüğe sahip değil hiçkimse. Buna ne sabırları yetiyor ne de duyguları.Kime sorsanız kendini yalnız hissediyor, yalnız ve mutsuz çoğu zaman.
Etrafınızda belki de binlerce insan varken, içlerinden kaçına duygularınızı açabiliyorsunuz?
Gözyaşlarınızı silen dostlarınız, tok musun diye soran komşularınız, acılarınıza dokunan, sırtınızı dayayabileceğiniz yakınlarınız ve başınızı omzuna yaslayabileceğiniz sevdiğiniz..Sizi gerçekten dinleyen kaç insan var etrafınızda saydınız mı hiç?Mutluluğunuzda sizinle birlikte sevinç çığlıkları atan, mutsuzluğunuzda sizinle dibe kadar inip sizi o karanlık kuyudan çıkaran, dar gününüzde cebindeki üç beş kuruşu sizinle paylaşan kaç yakınınız var?
“Amann boşver, geçer” ya da “Hayat devam ediyor” gibi klişe geçiştirme sözlerden ibaret dostluklar.
Hayatın nasıl devam ettiğini soran, 'ben varım atlatırız' diyen büyük insanlar parmak sayısı kadar azaldı.
Bu yüzden hayali karakterler yaratıp, olan biten herşeyi olmayan varlıklarla paylaşıyoruz.
Dinlendiğimizi farz ederek kendimizi rahatlatma, teselliyi kendimizde bulma çabası.Anlaşılmaktan çoktan vazgeçmiş, dinlenilmeyi bekleyen yalnız insanlar kalabalığı..“Ah, kimsenin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya…” demişti Gülten Akın.
Kimsenin vakti yok uzun uzun dinlemeye, anlamaya ve sevmeye.
Birbirimizin hayatlarından teğet geçerek yaşıyoruz.🎶🎵🎶🎵 Gönül Dağı.... 🎶🎵🎶🎵
https://m.youtube.com/watch?v=_gg5WJFt22c
Herkes bir yaşam telaşına kapılırken, başkalarının mutluluğunu ya da acısını paylaşacak büyüklüğe sahip değil hiçkimse. Buna ne sabırları yetiyor ne de duyguları.Kime sorsanız kendini yalnız hissediyor, yalnız ve mutsuz çoğu zaman.
Etrafınızda belki de binlerce insan varken, içlerinden kaçına duygularınızı açabiliyorsunuz?
Gözyaşlarınızı silen dostlarınız, tok musun diye soran komşularınız, acılarınıza dokunan, sırtınızı dayayabileceğiniz yakınlarınız ve başınızı omzuna yaslayabileceğiniz sevdiğiniz..Sizi gerçekten dinleyen kaç insan var etrafınızda saydınız mı hiç?Mutluluğunuzda sizinle birlikte sevinç çığlıkları atan, mutsuzluğunuzda sizinle dibe kadar inip sizi o karanlık kuyudan çıkaran, dar gününüzde cebindeki üç beş kuruşu sizinle paylaşan kaç yakınınız var?
“Amann boşver, geçer” ya da “Hayat devam ediyor” gibi klişe geçiştirme sözlerden ibaret dostluklar.
Hayatın nasıl devam ettiğini soran, 'ben varım atlatırız' diyen büyük insanlar parmak sayısı kadar azaldı.
Bu yüzden hayali karakterler yaratıp, olan biten herşeyi olmayan varlıklarla paylaşıyoruz.
Dinlendiğimizi farz ederek kendimizi rahatlatma, teselliyi kendimizde bulma çabası.Anlaşılmaktan çoktan vazgeçmiş, dinlenilmeyi bekleyen yalnız insanlar kalabalığı..“Ah, kimsenin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya…” demişti Gülten Akın.
Kimsenin vakti yok uzun uzun dinlemeye, anlamaya ve sevmeye.
Birbirimizin hayatlarından teğet geçerek yaşıyoruz.🎶🎵🎶🎵 Gönül Dağı.... 🎶🎵🎶🎵
https://m.youtube.com/watch?v=_gg5WJFt22c
****************
Önemli bir problemde,
yetkinizi aştığı halde size danışılıyorsa,
kahramanlık yapmayın.
Çünkü mutlaka olaya çözüm değil,
suçlu aranıyordur.
...
yetkinizi aştığı halde size danışılıyorsa,
kahramanlık yapmayın.
Çünkü mutlaka olaya çözüm değil,
suçlu aranıyordur.
...
Erich Fromm...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder