7 Mart 2015 Cumartesi

ZOR MESLEK

Sen yazdın2 saniye önce
Adamın biri hastalanıyor. O gün canı, işe gitmek istemiyor.İçinden
>>Allah'a şöyle bir dua edeceği tutuyor:
>> -'Allah'ım, her gün işe gidip 8 uzun saat boyunca evim ve eşimin
>>rahatı için çalışıyorum. Eşim ise sadece oturuyor. Ne olur, bir
>>gün benim yerime geçip, ne kadar zor bir hayat yaşadığımı
>>görmesini sağla.'
>>Hikaye bu ya, birdenbire adamın dileği yerine geliyor. Ertesi sabah
>>, karısının bedeninde uyanıyor.
>>Hemen yataktan fırlıyor.
>>Eşinin kahvaltısını hazırlıyor.
>>Çocuklarını uyandırıyor.
>>Elbiselerini hazırlıyor.
>>Onların da kahvaltılarını yaptırıyor.
>>Beslenme çantalarını hazırlıyor.
>>Çocukları okula götürüyor.
>>Eve d önüp, evi toparlıyor.
>>Yıkanacak bulaşıkları ve çamaşırları hallediyor.
>>Temizleyiciye götürülecek olanları eline alıp telefon
faturasını ödemek için bankaya gidip sıraya giriyor. Faturayı ödedikten ve temizlikçiye uğradıktan sonra, akşam yemeği için alışverişe gidiyor.
>>Eli kolu dolu bir vaziyette eve dönüyor.
>> Bu arada öğlen oluyor
>>Evi süpürmeye başlıyor.
>>Eşyaların tozunu alıyor.
>>Mutfağı siliyor.
>>Çocuklarının okuldan gelince yiyeceği keki pişiriyor.
>>Eee artık çocukları okuldan alma zamanı da geliyor.
>>Yolda onlarla sohbet ediyor.
>>Okulda olanlar konusunda akıl fikir veriyor.
>>Eve geldiklerinde derslerini kontrol edip, çalışma masalarına oturmalarını sağlıyor.
>> Süt ve kek getiriyor.
>>Bu arada yıkadığı çamaşırl arı ütülemesi gerekiyor.
>>Ütü bittiğinde ancak akşam yemeğini hazırlayacak kadar vaktinin kaldığını fark ediyor.
>>Hemen patatesleri soymaya başlıyor.
>>Salata malzemelerini yıkıyor.
>>Pilav için pirinci ıslatıyor.
>>Etleri çıkartıp, fırın için hazırlıyor.
>>Kocası eve geldiğinde, onu sofraya tabakları yerleştirirken buluyor.
>>Akşam yemeğinden sonra, önce eşinin kahvesini pişiriyor.
>>Masayı topluyor ve bulaşıkları hallediyor.
>>Eşinin ve çocuklarının ertesi gün giyeceği kıyafetleri kontrol ettikten sonra
>> çocukları yatırıyor.
>>Onlara hikaye okuyor.
>>Televizyon seyretmeye ve biraz da gazete okumaya salona dönüyor ki,
>>eşi onu yatak odasına çağırıyor. Ne de olsa , adamcağız bütün gün onlar için çalışıp, yoruldu, şimdi rahatlaması ve gevşemesi gerekiyor. Bu da zaten onun görevi.
>> Ertesi sabah uyandığında hemen Allah'a yalvarmaya başlıyor :
>> -'Allah'ım özür dilerim. Ben ne dediğimi bilmiyormuşum. >>Karımın hayatını rahat zannetmekle ne halt ettiğimi şimdi anladım. Lütfen beni eski halime döndür.'
>> Allah cevap veriyor :
>> -'Evet, dersini aldığını görüyorum. Herşeyi değiştireceğim ama maalesef 9 ay beklemek zorundasın, çünkü dün gece hamile kaldın.' 

***********************
Kendi Hayatlarımızın Hırsızı Olduk .. En son kendinizle ne zaman konuştunuz. Sesiniz size neler soyledi. Hatırlamıyor musunuz.. Yoksa siz kendinizle hiç konuşmaz mısınız..

Kalabalıklar arasında yaşadığınızı zannederken başka hayatların aldatıcı görüntüleri sizin gözlerinizi boyar o hayatların çıngıraklı sesleri kulaklarınızı sağır mı eder.....

Bugünlerde herkes mutsuz. Çünkü kimse kendisiyle konuşmuyor. Yaşamında hep başka insanların sesleri sözleri yüzleri var. Başka yaşamların özentisi var.Herkes kendi hayatının hırsızı olmuş. Ve herkes kendinden çalıyor.Kimse kendisiyle kalmak istemiyor.Ben yalnızlığımı çok seviyorum. Kendimle konuşmaları seviyorum.Her sabah yeni bir yüzle uyanıyorum...

Sonra gün başlıyor. Ve ben de baslıyorum. Neye mi?İnsanları izlemeye.Yakın çevremde bulunanların hayatlarına katılmaya o inanılmaz temponun içinde onları kaybetmemeye onları bir yerlerden yakalamaya çalışıyorum.Sonra sıra kendime geliyor.

Küçük bir kahve molası verip en sakin yere gidiyorum. Kendimle... ve şöyle bir kendimi yokluyorum ; neler yaptık neler konuştuk neler eksildi neler fazla...

Ve o küçük an bile yetiyor “ Kendimle ” bana... Eksiler artılardan fazla da olsa kendimle konuşabildiğim kendi sesimi duyabildiğim için mutlu oluyorum.Ama bazen selamsız ve sevgisiz yüzler görüyorum...

Hiç gülmüyorlar.O insanların gözleri görmüyor o insanların kulakları duymuyor.
Benim bu deli deli atan yüreğim beni çabuk mu eskitecek acaba.. Acaba o “ Selamsız ” ve “ Sevgisiz ” yüzlerden daha mı çabuk yaşlanacağım ben. Hayır yaşlanmayacağım... Çünkü ben kendimle hep konuşacağım.
Siz hayatınızın hırsızlıklarını biliyor musunuz.. Bilmiyorsanız hayatınızdaki kalabalıklardan sıyrılıp kendinizle konuşun. Sevin ve sevdiklerinize değer verin. Yaşamı onlarla paylayın. Çünkü rüyalar her zaman insana gerçeği hatırlatmıyor...
Geç kalmışlıkların pişmanlığı yaşamınızda hiç olmasın.
Bay Yorumcu
Gökteki yıldızlar kadar seveniniz, ay ışığı kadar aydınlık hayatınız olsun...
Gökten yağan yağmurlar bereketiniz, akan su servetiniz olsun...
 

Vatan ve BayrakVatan adli sevdanin, tarifi mümkün degil,
Candan aziz tutmayan, bu lezzete varamaz .
Ekmeksiz kal, aşsiz kal, vatansiz kalma ogul,
O aşkin toklugunu, hiç bir sofra veremez.

Ne bedeller ödedik, sor bizi üç kitadan,
Ders al yavrum geçmişte, düşülen her hatadan,
Tarihinden habersiz, vatan bilmez atadan,
Vatana kurban olan, koç yigitler töremez.

Elden vatan alinmaz, bedelle alinmali,
Bedeli can olsa da, ugruna ölünmeli,
Bu sevda mübarektir, imandan bilinmeli,
Aşksiz, imansiz yürek, yaramizi saramaz.

Bayraksiz vatan olmaz, vatan bayrakla güler,
Bayraklaşir vatanim, mavi göklere dalar,
Bayrak dalgalandikça, gönlüme huzur dolar,
Onun oldugu yere, başka bayrak giremez.

Bayrak Oguz Han oldu, çeri, tarkan, noyandi,
Ötükenden kaldirdik, Viyanaya dayandi,
Tarihimle dokundu, kanimizla boyandi,
Satilmiş, kirli eller, ona leke süremez.

Millet olmayan sürü, bayrak nedir, ne bilir,
Ne tarihi ögrenir, ne de bir ibret alir,
Gün gelir, devran döner, yine ortada kalir,
Bir türlü akillanmaz, gerçekleri göremez.

Yildizi milletimdir, hilali can, rengi kan,
Ruhsuz odun gibidir, bayragi kumaş sanan,
Erinde ya gecinde, o bayraga uzanan,
Eller kirilmadikça, Türk huzura eremez


Hiç yorum yok: