Muş'un Kangalının Sadakat Öyküsünü Bilirmisiniz?
70 li yılların ortalarıydı. Muş ili Varto ilçesi, İnali Köyünden Muhittin Aça isimli vatandaş, ticari toklu sürüsünü, kangal köpeğiyle birlikte Muş tren istasyonundan trene bindirerek İstanbul a götürüyor.
Burada Toklu sürüsünü koyun tüccarlarına satan Muhittin Aça, Kangal sürü köpeğini İstanbul Haydarpaşa Garı civarında Kaybeder, çocukları ile birlikte aramalarına rağmen bulamayınca yine tren ile Köyüne geri dönerler, ama akılları halen kangallarındadırlar çaresizlik ve özlem iç içe.
Muhittin bey köyüne dönmüştür artık ama hep bir eksiklik vardır kapı önünde, hanesinde sürülerinin içerisinde yeri dolmayan kangalı yoktur artık...
Derken tam 3 ay 10 gün sonra İnali köyündeki evinin önünde köpeğinin havladığını duyuyor. "Öyle bir havlama ki o köye ilan verircesine sahibini Muhittini arıyor havlayarak", evine koşan muhittin Vefalı kangalını görünce sanki dünyalar onun oluyor gibi bağrına basıyor, Yine mavi boncuklu tasmasını takıp onu da yanına alıp köyünde tur atıp, hasret gideriyor adeta.
Hani "Köpek" deyip geçeriz ya doğup büyüdüğü toprağın hasretine, sahibinin hasretine dayanamayarak ,tam 1600 kilometrelik yolu, yaklaşık 100 günde, bin bir zorlukla tamamlayarak amacına ulaşıyor.
Ortalama olarak günde 16 kilometre kadar yol katetmiştir.
Kim bilir, gelirken takip ettiği demiryolu güzergahında, nice verimli ovalar ve güzel yerleşim alanlarından geçmiştir. Fakat, bu yerler; onun hasretini giderememiştir ...
O, asaleti gereği kendi topraklarını ve kendi sahibini onu büyüteni, ona kendi ekmeğini bölüp vereni, ona kıymet vereni tercih etmiştir...
Bu gerçek bir hadisedir.
Günümüzde bazı insanımsılar bu kangalımızın TIRNAKLARI DAHİ OLAMAZLAR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder