Mutlulugun 5 basit kuralını unutmayınız
Bir gün, bir çiftçinin eşeği kuyuya düşer. Adam ne yapacağını düşünürken, hayvan kıyametleri koparırcasına anırmaya başlar. En sonunda çiftçi, hayvanın yaşlı ve artık işede yaramadığını kuyunun da za...ten kapanması gerektiğini düşünür ve eşeği çıkartmaya değmeyeceğine karar vererek bütün komşularla birlikte kuyuya toprak atmaya başlarlar. Eşek önce daha beter bağırmaya başlar.
Sonra, herkesin şaşkınlığına, sesini keser. Birkaç kürek toprak daha attıktan sonra, çiftci kuyuya bakar. Gözlerine inanamaz. Eşek, sırtına düşen her kürek toprakla müthiş bir şey yapmakta, toprağı aşağıya silkeleyerek yukarı çıkmasına basamak hazırlamaktadır. Bir süre sonra, komşular toprak atmaya devam edince, herkesin şaşkınlığı altında eşek, kuyunun kenarından dışarı bir adım atıp, koşarak uzaklaşır!
Hayat üzerinize hep toprak atacaktır; her türlü pislik ile. Kuyudan çıkmanın sırrı, bu pisliği silkeleyip bir adım yükselmektir. Sıkıntılarımızın her biri bir adımdır. En derin kuyulardan bile yılmayarak, usanmayarak çıkabiliriz. Silkelenin ve biraz daha yukarı çıkın.
Mutluluğun 5 basit kuralını unutmayınız:
1. Kalbinizi nefretten arındırın - Affedin.
2. Düşüncelerinizi endişelerinizden arındırın - Çoğu zaten hiç gerçekleşmez.
3. Basit yaşayın ve elinizdekilerin kıymetini bilin.
4. Daha çok verin.
Bir gün, bir çiftçinin eşeği kuyuya düşer. Adam ne yapacağını düşünürken, hayvan kıyametleri koparırcasına anırmaya başlar. En sonunda çiftçi, hayvanın yaşlı ve artık işede yaramadığını kuyunun da za...ten kapanması gerektiğini düşünür ve eşeği çıkartmaya değmeyeceğine karar vererek bütün komşularla birlikte kuyuya toprak atmaya başlarlar. Eşek önce daha beter bağırmaya başlar.
Sonra, herkesin şaşkınlığına, sesini keser. Birkaç kürek toprak daha attıktan sonra, çiftci kuyuya bakar. Gözlerine inanamaz. Eşek, sırtına düşen her kürek toprakla müthiş bir şey yapmakta, toprağı aşağıya silkeleyerek yukarı çıkmasına basamak hazırlamaktadır. Bir süre sonra, komşular toprak atmaya devam edince, herkesin şaşkınlığı altında eşek, kuyunun kenarından dışarı bir adım atıp, koşarak uzaklaşır!
Hayat üzerinize hep toprak atacaktır; her türlü pislik ile. Kuyudan çıkmanın sırrı, bu pisliği silkeleyip bir adım yükselmektir. Sıkıntılarımızın her biri bir adımdır. En derin kuyulardan bile yılmayarak, usanmayarak çıkabiliriz. Silkelenin ve biraz daha yukarı çıkın.
Mutluluğun 5 basit kuralını unutmayınız:
1. Kalbinizi nefretten arındırın - Affedin.
2. Düşüncelerinizi endişelerinizden arındırın - Çoğu zaten hiç gerçekleşmez.
3. Basit yaşayın ve elinizdekilerin kıymetini bilin.
4. Daha çok verin.


Ağacın toprağı tutması, köklerin yağmur suyunu temizlemesi gibi doğa harikalarına basit ama müthiş bir örnek bu fotoğrafta görünüyor.
Birinci bidonda çim ekili
...İkincisinde sadece kurumuş yapraklar ve bazı kökler var
Üçüncüsü kuru toprak
Eğer temiz su içmek istiyorsak, temiz hava solumak istiyorsak ağaçlara muhtacız.
Eğer ağaçlar ölürse bizde ölürüz unutmayın
Birinci bidonda çim ekili
...İkincisinde sadece kurumuş yapraklar ve bazı kökler var
Üçüncüsü kuru toprak
Eğer temiz su içmek istiyorsak, temiz hava solumak istiyorsak ağaçlara muhtacız.
Eğer ağaçlar ölürse bizde ölürüz unutmayın

Büyükşehir olunca ne olacak?!
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Köylere en son ve belki de en büyük darbeyi yeni kabul edilen Büyükşehir Yasası vurdu ve vurmaya devam ...ediyor.
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Köylere en son ve belki de en büyük darbeyi yeni kabul edilen Büyükşehir Yasası vurdu ve vurmaya devam ...ediyor.
Büyükşehirlerdeki 16 bin köyün tüzel kişiliği tek bir cümleyle yok edildi.
Türkiye’de ne kadar “köylü” varsa, yasa gereği bir kalemde “kentli” yapıldı. 2012’de halkın yüzde 77.3’ü il ve ilçe merkezlerinde oturuyordu. Yasa ile 14 ilin de büyükşehir belediyesi statüsüne geçmesi ile toplam 30 ilde, belde ve köylerin ilçe belediyelerine mahalle olarak katılmasıyla kentli oranı yüzde 91.3’e yükseliverdi. Memlekette köylü kalmadı.
Anılan yasanın ideolojik kökenini yazmakta olduğum yazılarla dile getirmeye çalışıyor ve “Neden köyler bitirilmek isteniyor? Köylülüğü bitirme salt Türkiye'ye özgü değil. Dünyada da, küçük ve orta ölçekli tarım işletmeleriyle yapılan ile aile çiftçiliği, bir başka deyişle köylü çiftçiliği endüstriyel dev ölçekli işletmeler ikame edilerek bitirilmek isteniyor. Bu şekilde köylerin boşaltılmasıyla kentlere gelecek, ancak iş ve aş bulamayacak yoksul köylülerin denetimi daha kolay olacak” diyordum.
BÜYÜKŞEHİR YASASI İLE NELER OLMAKTA?
Büyükşehir Yasası’nın getirmekte olduğu olumsuzlukları sıralayalım:
Köylerin, meraların, sulak alanların ve tarlaların iskâna açılması mümkün hale getiriliyor.
Orman köylerinin kentsel ranta açılması kolaylaşıyor, yabancılara toprak satışının önü açılacak.
Köyler; personelini, taşınır ve taşınmazlarını ilçe belediyesine 1 ay içinde bildirecek.
Köylerde, tarım/köylü işletmeleri dahil her türlü esnaf işletmeleri ruhsat alacaklar.
Köylerde emlak vergisi, Belediye vergileri, harç ve katılım payları 5 yıl sonra alınmaya başlanacak.
Belediye hizmetlerine ulaşmak daha da zorlaşacak ve hizmetler pahalılaşacak.
Yasa ile köylü kendi yaşam alanı üzerindeki tüm yönetim haklarını kaybetmiştir.
Köy alanlarının rantı belediyelere aktarılmaktadır.
Köylüler ücretsiz eriştiği altyapı hizmetleri için bedel ödemek zorunda bırakılmakta.
Yasa ile küçük ve orta ölçekli işletmelere sahip köylüler daha da yoksullaşacak ve yok olmak üzere üretim dışına itilecek.
VE KIYAMET KOPMAYA BAŞLADI
Büyükşehir Yasası’nın getirmekte olduğu olumsuzlukların ipuçlarını yukarıda sıralamaya çalıştım. Anılan olumsuzluklar 30 Mart 1014 Yerel Seçimlerinden sonra hızlanacak. Ancak kıyamet şimdiden kopmaya başlattı bile. İlçelerde Tarım ve Hayvancılık Müdürlükleri tarafından köy muhtarlıklarına iletilmek üzere hazırlanan yazılarla, yerleşim alanlarına yakın bölgelerde hayvancılık yapılmasının “umumi hıfzıssıhha kararı” gereğince yasaklandığı bildirildi. Buna göre ilçe merkezi,belde ve köylerdeki ahır,ağıl ve kümeslerin ivedi olarak ortadan kaldırılacak.
Şimdi soruyu yeniden soralım; Aile çiftçiliği yapan ,az sayıda ineği, koyunu, keçisi ve tavuğu olan ve geçimini bunlarla sağlayan köylüler ne yapacak? Yerleşim alanı dışına itilen bütün köylülerin köy dışında arazilerimi var? Bunları perişan etmek ne kadar doğru ve ahlaki?
Yazımı, geçtimiz 2013 yılı Ocak’ında Seferihsar Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “Geleceğin Köyleri Hareketi Bildirgesi”ni yineleyerek sonlandırmak istiyorum:
“Yeryüzünün ilk köyünün kurulduğu bir coğrafyada binlerce köyün üzerini tek bir cümleyle çizmek mümkün mü? Değil elbette.
Köy, köktür ve tohumdur. Köy, hem geçmişimiz hem geleceğimizdir. Tüketen insanın savaşların içine sürüklendiği bir çağda, köyler sakince üreten geçmişle geleceğin harmanlandığı yerler olmalıdır.
Şehirde veya köyde, nerede yaşarsak yaşayalım sağlıklı bir doğal çevre ve kırsal alana ihtiyacımız var. Köy olmazsa şehirde ne yiyebiliriz? Fabrikasyon sebze ve meyveleri mi, yoksa büyük şirketlerin GDO’lu ürünleri mi?”
Türkiye’de ne kadar “köylü” varsa, yasa gereği bir kalemde “kentli” yapıldı. 2012’de halkın yüzde 77.3’ü il ve ilçe merkezlerinde oturuyordu. Yasa ile 14 ilin de büyükşehir belediyesi statüsüne geçmesi ile toplam 30 ilde, belde ve köylerin ilçe belediyelerine mahalle olarak katılmasıyla kentli oranı yüzde 91.3’e yükseliverdi. Memlekette köylü kalmadı.
Anılan yasanın ideolojik kökenini yazmakta olduğum yazılarla dile getirmeye çalışıyor ve “Neden köyler bitirilmek isteniyor? Köylülüğü bitirme salt Türkiye'ye özgü değil. Dünyada da, küçük ve orta ölçekli tarım işletmeleriyle yapılan ile aile çiftçiliği, bir başka deyişle köylü çiftçiliği endüstriyel dev ölçekli işletmeler ikame edilerek bitirilmek isteniyor. Bu şekilde köylerin boşaltılmasıyla kentlere gelecek, ancak iş ve aş bulamayacak yoksul köylülerin denetimi daha kolay olacak” diyordum.
BÜYÜKŞEHİR YASASI İLE NELER OLMAKTA?
Büyükşehir Yasası’nın getirmekte olduğu olumsuzlukları sıralayalım:
Köylerin, meraların, sulak alanların ve tarlaların iskâna açılması mümkün hale getiriliyor.
Orman köylerinin kentsel ranta açılması kolaylaşıyor, yabancılara toprak satışının önü açılacak.
Köyler; personelini, taşınır ve taşınmazlarını ilçe belediyesine 1 ay içinde bildirecek.
Köylerde, tarım/köylü işletmeleri dahil her türlü esnaf işletmeleri ruhsat alacaklar.
Köylerde emlak vergisi, Belediye vergileri, harç ve katılım payları 5 yıl sonra alınmaya başlanacak.
Belediye hizmetlerine ulaşmak daha da zorlaşacak ve hizmetler pahalılaşacak.
Yasa ile köylü kendi yaşam alanı üzerindeki tüm yönetim haklarını kaybetmiştir.
Köy alanlarının rantı belediyelere aktarılmaktadır.
Köylüler ücretsiz eriştiği altyapı hizmetleri için bedel ödemek zorunda bırakılmakta.
Yasa ile küçük ve orta ölçekli işletmelere sahip köylüler daha da yoksullaşacak ve yok olmak üzere üretim dışına itilecek.
VE KIYAMET KOPMAYA BAŞLADI
Büyükşehir Yasası’nın getirmekte olduğu olumsuzlukların ipuçlarını yukarıda sıralamaya çalıştım. Anılan olumsuzluklar 30 Mart 1014 Yerel Seçimlerinden sonra hızlanacak. Ancak kıyamet şimdiden kopmaya başlattı bile. İlçelerde Tarım ve Hayvancılık Müdürlükleri tarafından köy muhtarlıklarına iletilmek üzere hazırlanan yazılarla, yerleşim alanlarına yakın bölgelerde hayvancılık yapılmasının “umumi hıfzıssıhha kararı” gereğince yasaklandığı bildirildi. Buna göre ilçe merkezi,belde ve köylerdeki ahır,ağıl ve kümeslerin ivedi olarak ortadan kaldırılacak.
Şimdi soruyu yeniden soralım; Aile çiftçiliği yapan ,az sayıda ineği, koyunu, keçisi ve tavuğu olan ve geçimini bunlarla sağlayan köylüler ne yapacak? Yerleşim alanı dışına itilen bütün köylülerin köy dışında arazilerimi var? Bunları perişan etmek ne kadar doğru ve ahlaki?
Yazımı, geçtimiz 2013 yılı Ocak’ında Seferihsar Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “Geleceğin Köyleri Hareketi Bildirgesi”ni yineleyerek sonlandırmak istiyorum:
“Yeryüzünün ilk köyünün kurulduğu bir coğrafyada binlerce köyün üzerini tek bir cümleyle çizmek mümkün mü? Değil elbette.
Köy, köktür ve tohumdur. Köy, hem geçmişimiz hem geleceğimizdir. Tüketen insanın savaşların içine sürüklendiği bir çağda, köyler sakince üreten geçmişle geleceğin harmanlandığı yerler olmalıdır.
Şehirde veya köyde, nerede yaşarsak yaşayalım sağlıklı bir doğal çevre ve kırsal alana ihtiyacımız var. Köy olmazsa şehirde ne yiyebiliriz? Fabrikasyon sebze ve meyveleri mi, yoksa büyük şirketlerin GDO’lu ürünleri mi?”

HAYDARPAŞA GARININ OTEL YADA AVM OLMASINI İSTEMİYORUZ!
DÜNYANIN BİR ÇOK ÜLKELERİNDE GARLAR ŞEHİRLERİN HAFIZASIDIR! ...
TARİHE SAYGI İSTİYORUZ!
HAYDARPAŞA GARI TEKRAR AÇILSIN! LÜTFEN PAYLAŞALIM!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder