
Tansiyonu düşürmeye yardımcı besinler
Domates ve domates ürünleri: alfa-tokoferol, flavanoidler ve özelikle karotenoitler( beta-karoten) gibi önemli antioksidanlar bakımından zengindir. Domatesteki en kuvvetli karetonoid likopendir. Bu bileşenler oksidasyonu önlediği için, platelet kümeleşmesini engelleyerek, kan basıncını düşürdüğü bilinmektedir
Kırmız ve siyah meyveler: Antioksidan maddelerden oldukça zengin oldukları için, oksidatif hasarı ortadan kaldırarak, hücre ve damarlardaki hasarın önüne geçerler. Yabanmersini, mürver, böğürtlen, ahududu, çilek bu gruba girmektedir. Kan basıncını düşürücü etkileri vardır
POSA:
Posa: Meyve, sebze, kurubaklagiller, tam tahıllı besinler, yağlı tohumlar posadan oldukça zengindir. Yüksek posa alımı (30-35 gr/gün), hipertansiyonu düşürdüğü yapılan araştırmalarda gösterilmektedir.
MEYVE.
Özellikle meyveleri kabuğuyla yemenin (tabiki yiyice yıkdıktan sonra) sağlımız için oldukça yararlı antioksidan içeriği ve yüksek posa içeriği sayesinde kan basıncını düzenlediği bildirilmektedir.
Kafein: Kolalı içecekler, çikolata ve kahvede bulunur. Yüksek kafeinin vücudun adrenali salgılanmasına neden olarak tansiyonu yükseltici etkisi bulunmaktadır.
Sarımsak: İçinde 33 çeşit kükürt bileşği vardır. Aynı zamanda çinko ve C vitamininden de zengindir. Damar tıkanıklığı önlemesinin yanında, tansiyon düşürücü olarak da bilinmektedir
Omega 9: Zeytin yağı, avakado, badem, yer fıstığı, pecan fındığı, fındık yağı omega 9 içeren yağlardır. Oleic asit olarak adlandırdığımız omega 9, damar sertliği riskini düşür ve kan basıncını dengeler.
Omega 3: Balık (somon, uskumru), semizotu ve yağlı tohumlarda bulunur. Kan basıncını düşürücü etkisi çalışmalarca kanıtlanmıştır. Haftada 2 gün balık tüketimi önerilmektedir.
Fiziksel aktivite: Sedanter yaşam süren kişilerde, hipertansiyon gelişme riski, düzenli fiziksel aktivitesi olanlara göre, %20-50 daha fazladır.
Hipertansiyonu önlemek ve korunmak için beslenme alanında yapılması gerekenler:
• Yemeğin tadına bile bakmadan elimize tuzluğu almayalım
• Tuzsuz ekmek yiyelim
• Konserve, turşudan uzak duralım. Özellikle turşu çok tuzludur.
• Yemeğin tadına bile bakmadan elimize tuzluğu almayalım
• Tuzsuz ekmek yiyelim
• Konserve, turşudan uzak duralım. Özellikle turşu çok tuzludur.
Salamura besinleri tüketmeyelim
• Tuzu azaltılmıs¸ peynir yiyelim
• Tuzsuz yemek çok tatsız diyorsanız biber, sirke, limon suyu ve degˆis¸ik bitkilerle yemek tatlandırılabilir.
• Tuzu azaltılmıs¸ peynir yiyelim
• Tuzsuz yemek çok tatsız diyorsanız biber, sirke, limon suyu ve degˆis¸ik bitkilerle yemek tatlandırılabilir.
Sosların çoğu tuzludur
• İşlenmis¸ etlerden (sucuk, pastırma, sosis, salam, jambon) kaçınalım
• Galeta unu, kraker, mısır gevregˆi, patlamıs¸ mısır unutmayınki tuz içerir
• İşlenmis¸ etlerden (sucuk, pastırma, sosis, salam, jambon) kaçınalım
• Galeta unu, kraker, mısır gevregˆi, patlamıs¸ mısır unutmayınki tuz içerir
Hazır çorbalar, et suyu tableti genel olarak tuzludur
• Tatlı bisküviler de tuz içerir. Mutlaka etiket bilgisine bakılarak gıdaların tuz ve sodium içeriği takip edilmelidir.
• Tatlı bisküviler de tuz içerir. Mutlaka etiket bilgisine bakılarak gıdaların tuz ve sodium içeriği takip edilmelidir.
Şifa Kaynağı Kamkat Meyvesi
Uzman Diyetisyen Serkan Tutar, kabuğuyla birlikte yenilen tek narenciye çeşidi olan kamkatın, sağlık açısından oldukça faydalı bir besin olduğunu söyledi. Tutar, 'Özellikle tansiyon ve kolesterol düşürmede birebirdir' dedi.
Kamkatın portakal, mandalina ve limon familyasından olan bir meyve olduğunu söyleyen Uzman Diyetisyen Serkan Tutar şunları söyledi:
Kabuğuyla birlikte tüketin
"Bu meyve grubundan olsa da kabuğu ile tüketmeniz daha önemlidir. Kokusu hepimizin sevdiği bergamotunu andırmaktadır. Özellikle tatlı ihtiyacını bastıran meyvelerden biridir.
C vitamini içeriği yüksek olan kamkat güçlü bir antioksidandır. Bağışıklık sistemini güçlendirmesi nedeni ile hastalıklara karşı vücudunuzu koruyucu etkisi bulunmaktadır.
Hastalıklara karşı direnç sağlar
Kabuğu ile birlikte tüketilmesi enfeksiyonlara karşı vücudunuzun güçsüz kalmasını ve hasta olmanızı engeller. A vitamini içeriğinin yüksek olmasının yanı sıra B1, B2 ve B3 vitamini içeriği de yüksektir. Bu vitaminlerin yüksek olmasının sinir sisteminizin düzenli çalışmasına katkısı vardır.
Kalsiyum içeriği yüksek olan kamkat, kemik ve diş sağlığı içinde önemli bir meyvedir. Yüksek kolesterolü olan kişiler için düzenli tüketilmesi önerilir. Bu şekilde kolesterolünüzde uzun süreli düşüşler yaşarsınız. Aynı şekilde tansiyon problemi olan bireyler için de tüketilmelidir.

Prof. Dr. Erdem Yeşilada, mevsim geçişlerinde, soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlara karşı bağışıklık sistemini güçlendirmek için bitkilerden oluşan çay karışımından yararlanılabileceğini belirtiyor.
Yeşilada “Soğuk algınlığının ilk belirtilerinde ve grip enfeksiyonu geçirildiğinde mürver, melisa, adaçayı, zencefil, karabiber meyvesi ve zencefil yapraklarından oluşan çay, bağışıklık sisteminizi güçlendirir” ifadeleri ile birlikte bu bitkilerin faydalarını şu şekilde sıraladı;

Kamkatın portakal, mandalina ve limon familyasından olan bir meyve olduğunu söyleyen Uzman Diyetisyen Serkan Tutar şunları söyledi:
Kabuğuyla birlikte tüketin
"Bu meyve grubundan olsa da kabuğu ile tüketmeniz daha önemlidir. Kokusu hepimizin sevdiği bergamotunu andırmaktadır. Özellikle tatlı ihtiyacını bastıran meyvelerden biridir.
C vitamini içeriği yüksek olan kamkat güçlü bir antioksidandır. Bağışıklık sistemini güçlendirmesi nedeni ile hastalıklara karşı vücudunuzu koruyucu etkisi bulunmaktadır.
Hastalıklara karşı direnç sağlar
Kabuğu ile birlikte tüketilmesi enfeksiyonlara karşı vücudunuzun güçsüz kalmasını ve hasta olmanızı engeller. A vitamini içeriğinin yüksek olmasının yanı sıra B1, B2 ve B3 vitamini içeriği de yüksektir. Bu vitaminlerin yüksek olmasının sinir sisteminizin düzenli çalışmasına katkısı vardır.
Kalsiyum içeriği yüksek olan kamkat, kemik ve diş sağlığı içinde önemli bir meyvedir. Yüksek kolesterolü olan kişiler için düzenli tüketilmesi önerilir. Bu şekilde kolesterolünüzde uzun süreli düşüşler yaşarsınız. Aynı şekilde tansiyon problemi olan bireyler için de tüketilmelidir.
Prof. Dr. Erdem Yeşilada, mevsim geçişlerinde, soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlara karşı bağışıklık sistemini güçlendirmek için bitkilerden oluşan çay karışımından yararlanılabileceğini belirtiyor.
Yeşilada “Soğuk algınlığının ilk belirtilerinde ve grip enfeksiyonu geçirildiğinde mürver, melisa, adaçayı, zencefil, karabiber meyvesi ve zencefil yapraklarından oluşan çay, bağışıklık sisteminizi güçlendirir” ifadeleri ile birlikte bu bitkilerin faydalarını şu şekilde sıraladı;
Yüzyıllardır koruyucu etkisiyle bilinen, soğuk algınlığı ve boğaz ağrısında ilk tercih olan zencefil kökü, hoş kokusu ve ferahlatıcı özelliğiyle vazgeçilmez bütünleyicisi olan limon ile buluştuğunda soğuk algınlığından sindirim sorunlarına kadar bir çok rahatsızlığa iyi geliyor. Diğer taraftan, zencefil safra salgısını artırması nedeniyle bilhassa yağlı yemeklerden sonra sindirime yardımcı olmakta, sancıyı gidermektedir. Yangı giderici etkisi nedeniyle artrit gibi yangılı hastalıklarda şikayetlerin hafifletilmesinde yararlanılmaktadır.
Mürver bitkisinin içerisindeki flavonoitler ve antosiyaninler antioksidan etkisinin yanı sıra bağışıklık sistemini uyarıcı etki gösterir ve vücudun direncini artırır.
Zeytin yaprağı yürütülen deneysel çalışmalarda kuvvetli iltihap giderici ve ağrı kesici etkisine bağlı olarak romatizma ve osteoartrit gibi sorunlarda kullanılır.
Melisa yapraklarının sulu özütünün uçuk virüsü üzerindeki antiviral etkisi ilk olarak Cohen et al. dikkatini çekmiş ve çeşitli araştırma grupları tarafından etkili olduğu virüsler ve etkili bileşenlerine yönelik bilimsel araştırmalara yayımlanmıştır. Yapılan çalışmalarda melisa yapraklarının hem sulu özütünün ve hem de yapraklardan elde edilen uçucu yağın antiviral etkisinin bulunduğu gösterilmiştir.
ADA ÇAYI
Hava değişimlerinin etkilerinin yoğun bir şekilde hissettirmeye başlamasıyla, insanlar ağız ve boğazda görülen iltihapların tedavisinde öncelikle bitkilere başvurur. Adaçayı, özellikle bitkinin içerdiği uçucu bileşenlerin ağız ve boğazda yerleşen enfeksiyon ve iltihaplarda (farenjit, jinjivit gibi) yararlı olduğu bilinmektedir.
Kuşkonmaz: İçerdiği prebiyotik lifler sayesinde, barsaklarımızda yaşayan probiyotik bakterilerin üremelerini sağlar. Prebiyotik özelliği ile sindirim sisteminin düzgün çalışmasında, bağışıklık sisteminin güçlenmesinde önemli etkileri vardır.
Kuruyemişler: İçerdikleri E vitamini, lif, magnezyum ve potasyum ile yorgunluğun düşmanı olan besinlerdir. Özellikle fındık, badem ve ceviz içerdikleri omega-3 yağ asitleri nedeniyle diğer kuruyemişlerden bir adım öndedir. Günde 1 avuç kuruyemiş tüketmek, hem kalp sağlığınız hem de baharı enerjik geçirmeniz için gereklidir.
Ananas: Yüksek C vitamini içeriğinin yanı sıra, içerdiği bromalin ile düzenli tüketildiğinde vücutta yağ yakımına destek olduğu biliniyor. Aynı zamanda bahar ayında selülitleri düzeltme etkisi nedeniyle kadınların baş tacı olmalı.
Avokado: Avokado, vitamin-mineral içeriği yüksek ve aynı zamanda sağlıklı yağ asitlerini yapısında bulunduran bir meyvedir. Günlük vitamin ihtiyacının karşılanmasında ve vücudun ihtiyaç duyduğu yağ asitlerinin alınmasında önemli rol oynayabilir. Ayrıca avokado, birlikte tüketildiği besinlerin vücutta daha iyi kullanılmasına yardımcı olur.
Koyu yeşil yapraklı sebzeler: Koyu yeşil yapraklı sebzeler, B vitamini ailesinde yer alan folik asitten zengindir. B vitaminleri bahar yorgunluğu açısından önem taşıdığı için koyu yeşil yapraklı sebzelerin de soframızda bu mevsimde sıkça yer alması gerekir.
Mantar: Yapılan bazı bilimsel araştırmalar mantarın da seratonin salgılanmasına yardımcı olduğu görüşündedir. Mantar aynı zamanda iyi bir protein kaynağı olduğu için vejetaryenler için de sağlıklı bir seçimdir.
Nar: İçerdiği antosiyanin ve diğer polifenolik birleşikler ile kalp-damar sağlığını korumada ve kanser riskini azaltmada etkin. Bahar aylarında ise sıkça görülen boğaz ve barsak enfeksiyonlarına karşı koruma sağlıyor. C vitamini içeriği ile dikkat çeken meyveler kategorisinde.
Muz: İçerdiği yüksek potasyum oranı ile yorgunluğu yenmekte kullanılacak besin silahlarından biridir. Aynı zamanda mutluluk hormonu olarak bilinen seratonin hormonunun salgılanmasını sağlar.
Kefir: Kefir, içerdiği probiyotik bakteriler ile bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur. Güçlü bir bağışıklık sistemi, bahar yorgunluğunu kolay atlatmamızı sağlar.
Karnahabar,brokoli: A, E, C vitaminlerinden zengin bu iki sebze aynı zamanda suforafen isimli antioksidanı içeriyor. Bu nedenle vücudumuzu temizlemeye yardımcılar aynı zamanda hormona bağlı kanser türlerine yakalanma riskini azaltıyorlar.
Tam tahıllar: Tam buğday, çavdar ve yulaf gibi tam tahıl ürünlerini düzenli tüketmeniz bahar yorgunluğunu yenmenize yardımcı olur. Tam tahıllar; zengin lif içerikleri, kan şekerinde dalgalanma yaratmamaları ve yüksek oranda B vitamini içermeleri nedeniyle baharda en yakın dostunuz olması gereken besinlerdendir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder