30 Mart 2014 Pazar



























Tanrı’nın şehri olan
bu bedende kalp,
kalbin içinde de küçük bir ev vardır.

Bu ev lotus şeklindedir
ve bilinmesi gereken şey oradadır.

Tanrı, kalbin lotusu içindedir.
Bunu bilen bilge,
her gün bu kutsal mabede girer.

Hareketli ya da hareketsiz ne varsa
hiçbir şey benden ayrı değildir...

Daimi coşkuya,
yalnızca sakin bir zihne sahip olanlar

ve yalnızca onlar,
ruhlarının içinde,
ÖZ'ünü çok çeşitli biçimlerde gösteren
varlığı kavrayarak ulaşabilirler.

Olan her şey ruhun yararına var olur.
Cehalet,
algılanan şeyler ile
ilişkide olmamanın
sağlanmasıyla son bulur.

İşte bu büyük (ruhsal) özgürleşmedir.
*************
 





















Lütfen aşağıdaki niyetleri yapalım, paylaşalım ve sayfamızda yayınlayalım :
İlizyondan sıyrılıp, gerçekleri bilmeye ve görmeye niyet ediyorum. Otomatik yaşayıştan ve içgüdüsel davranışlardan tamamen sıyrılmaya ve bilinçli olmaya niyet ediyorum. Kolayı seçmeye odaklı bedenimi ve düşüncemi değiştirmeye ve iyilik, güzelliğe odaklı seçimle davranmaya niyet ediyorum. Negatif düşünceleri yaratıp, senaryolar kurgulamaya yönelik beyin yapımı pozitif seçime yönlendirmeyi, pozitif yaratımı ve sevgiyi seçiyorum. Güzellik ve iyiliklere odaklanmaya niyet ediyorum.















Hayatını Kim Yönetiyor...?
Her şeye rağmen "seni seviyorum" diyebiliyor musun? Diyemezsin, çünkü senin "ama" ların var, "çünkü" lerin var, "keşke" lerin var, "bu da olsaydi" larin var, "şu şu olduğunda yapacağım" ların var, "bahanelerin" var, kaçışların, pişmanlıkların, KORKULARIN var. Sor kendine; "seni seviyorum" diyebilmenin önünde hangi engel var, hangi korkun seni sevgiden uzak tutuyor:
Tekrar kaybetmekten mi korkuyorsun, yetersiz olmaktan mı, yine yanılmaktan mı, aldatılmaktan mı, terkedilmekten mi, bağlanmaktan mı, bağ kurmaktan mı, kandırılmaktan mı, kullanılmaktan mı, hata yapmaktan mı, yalnız kalmaktan mı, reddedilmekten mi, muhtaç olmaktan mı, güçsüz kalmaktan mı, yüzleşememekten mi, özgür olamamaktan mı, suçlanmaktan mı, beğenilmemekten mi, yine basarisiz olmaktan mı, parasız kalmaktan mı, gelecek korkusu mu, teslim olmak mı? Hangi korkun seni istediğini yapmaktan geri tutuyor, sevgiden uzaklaştırıyor? Her şeyi kontrol edebildiğini düşünüyorsun değil mi, her şey senin kontrolün altında? Yalan... Hazır olduğunda, bir şeylere sahip olduğunda, şartlar uygun olduğunda, şunu da atlattıktan sonra, mükemmel zamanlamayla her şey mükemmel olacak sanıyorsun. Yalan....Koca bir yalan, kendini kandırıyorsun! Hayatin, kararların senin değil, korkularının kontrolü altında haberin yok! Korkuların yönetiyor hayatını, attığın her adıma korkuların karar veriyor. Korkular zihnini, bedenini, ruhunu tüm yaşamını ele geçirmiş haberin yok! Boşa kürek çekiyorsun, hep daha iyisi hep daha iyi bir zaman peşinde koşturup duruyorsun. Bu sen değilsin. Uyan, artık uyan.....
*************
 
Yavaş Ak Sevgili Kum Saatim…
İş, güç koşuşturmaca, yaşam telaşı, bir şeyleri yetiştirme telaşı, tamamlanması gereken raporlar, toplantı öncesi unutulmaması gerekenler, misafir gelmeden bitirilmesi gereken hazırlıklar…..
Farkında mısınız, devamlı bir şeyleri yetiştirebilme bir şeylere yetebilme koşuşturmacası içindesiniz.
Sağlığınız enerjiniz yerinde iken, yaşınız daha gençken, bu koşuşturmaca, bu telaş, bu stres hep normal gelir insana. Vakit geçtikçe yavaş yavaş bazı şeylerin farkına varmaya başlarsınız.
Hayatınız bir kum saati eşliğinde hızla akıp gitmektedir. Bu akış öyle hızlıdır ki mezuniyetiniz, işe ilk başladığınız gün, sevgilinizle ilk tanıştığınız an, birlikte yaptığınız adadaki o ilk tatil, çocuğunuza hamile olduğunuzu öğrendiğiniz an, sanki birkaç gün önceymiş gibi gelir size.
Bir sabah aynaya baktığınızda eskiden bir tane olan beyaz saç telinin, gizliden gizliye çoğalarak her yere yayıldığını fark edersiniz. Nüfus cüzdanınız eskimektedir. Nüfus kağıdındaki resim sizin kardeşiniz veya çocuğunuz gibi kalmıştır artık.
Ne zaman başınız sıkışsa, ne zaman ihtiyacınız olsa, ne zaman güveneceğiniz birinin yanınızda olması gerekse, her zaman yanınızda olan size varlığı ile destek veren anne ve babanızın artık bu dünyadan ayrılma hazırlıkları yapmaya başladığının farkına varırsınız. Belki de bir süre önce size veda edip cennetin en güzel köşesine doğru, nurlar içinde bir yolculuğa çoktan çıkmışlardır bile.
O an, kum saatiniz ile konuşmaya başlarsınız, “canım saatim, şimdiye kadar benim hayatım, istediğim yere gelebilmek için, hayallerimi gerçekleştirmek için o güzel anları yaşayabilmek için, hazırlık yapmakla geçti. Lütfen biraz yavaş ak …”
Daha halen tanışmadınız ise sizi şimdi “Kaliteli Yaşamak” kavramı ile tanıştırmak istiyorum. Kaliteli yaşamak, har vurup harman savurmak veya zengin olarak çok paralar harcayarak yaşamak değildir. Kaliteli yaşamak sevgilinizle, eşinizle, kardeşinizle anne ve babanızla en önemlisi kendi içinizdeki o güzel çocukla, hayatınızın her anını, güzel anılar kalacak şekilde değerlendirmektir. Unutmayın yarın sizde sonsuzluğa doğru yolculuğa çıktığınızda, sizi sevenler hep birlikte yaşadığınız o güzel anıları hatırlayacak ve kendi yaşamlarını bu güzellikler ışığında yönlendirecektir.
Yıllar geçecek ve sizin o güzel çocuğunuz, torununuza “ ben annemle birlikte çok güzel alışverişe giderdim, denize girerdim, babam ile birlikte balığa çıkardım, bana öyle içten öyle sıcak sarılırdı ki bütün endişelerim giderdi….”diyecek.
Her ne yaşadınızsa yaşadınız, her neyi deneyimlediniz ise deneyimlediniz. Gelin şu an sizi üzen size sıkıntı yaratan tüm imtihanlara ve onların negatif enerjilerine son verin. Aynanın yansıttığı kişi değil, gözbebeklerinizden size doğru bakan içinizdeki çocuk olun.
“ Yücelerin Yücesi Tanrım, Bana verdiğin bu akıl için bu kalp için ve bu güç için sana şükürler olsun,
Bu güne kadar kimseye bilerek ve isteyerek kötülük yapmadım,
Kimsenin kul hakkını yemedim,
Etrafımdaki herkese sevgi enerjimi yolladım ve ihtiyacı olan herkese yardım elimi uzattım.
Bu andan itibaren kalbimdeki senin güzel ışığınla, ve bana bahşetmiş olduğun tüm özelliklerimle;
Yaşamış olduğum, beni üzen, beni sıkan, beni endişelendiren ve beni korkutan tüm imtihanları, şu anda sonlandırıyorum. Bu imtihanları ve bana deneyimletmiş olduğu tüm enerjileri kendimden iptal ediyorum ve evrene serbest bırakıyorum.
Artık hayatımın her anını önce kendimle ve sonra da sevdiklerimle Kaliteli Yaşamayı seçiyorum.
İçimdeki çocuğun hayallerini ve yaratıcılığını gerçekleştirmeyi seçiyorum. Kendi güzel enerjimi hatırlamayı seçiyorum.
Geceden gündüze geçerken, etrafımı aydınlatan güneşin o en saf, en güçlü ilk ışıkları gibi, Evrenin temiz enerjisi de karanlıkta kalan, kendimi fark etmemi engelleyen blokajları temizlesin.
Gözlerimi her açtığımda, mutluluk, sağlık, neşe, aşk, huzur, denge, bolluk ve bereket evrenden bana doğru aksın.”
Sevgiyle… Serkan Sorguç – Kuantumdaben.com

*************
 
Sen;
kimseden daha az önemli değilsin.

Yaptığın gibi yapmaya devam edersen,
gelişme ve büyüme imkansızdır.

Her attığın adımda,
her şeyin yolunda gitmesi için
düşünmeye başlarsan
hiç adım atamazsın.

Gelecek,
kimseye vaat edilmemiştir.
Hayatın kendisi
başlı başına bir risktir.

Eğer yaşamdan
istediklerini elde etmek istiyorsan,
paniklemene sebep olan
düşüncelerini bir kenara atıp,
yaşamın nimetlerinden yararlanmaya bakmalısın.

Aslına bakarsan,
korkulu düşünceler
yalnızca kafanda yaşarlar.
Gerçekle yüzleşmekten pek hoşlanmazlar.

Eğer korkular nedensiz ise
faydaları yoktur
ve mutluluğun için onlardan kurtulmalısın...

*********

MELDA TUNÇEL ile "Hıdrelleze yaklaşırken dilek ve niyetler"

Sahip olmak istediğiniz tüm dilekleri, obje ve sembollerle gerçek yaşam alanlarınıza bir mıknatıs gibi çekmenin şimdi tam zamanı...
Nasıl dileyelim ? Ne yapalım ? Nasıl yapalım?
Tüm dilekleriniz gerçek olsun diye bu seminer sizin için ….
Gül ağaçlarının altına konan gelin damatlar, evler, arabalar ve sahip olmak istediğiniz her şey olma halinde ...

BU HIDRELLEZ TÜM DİLEKLERİNİZ GERÇEK OLACAK...
BİZZ Kişisel Gelişim Merkezi'nin fotoğrafı.
Arzu durduğunda, öteki dünya açılır. Öteki dünya bu dünyada saklıdır. Ancak senin gözlerin arzuyla dolu olduğu için, egoyla dolu olduğu için, onu göremezsin.
Sadece izle. Pazardasın, birisi gelir ve evinin yandığını söyler. Eve koşarsın, başka hiçbir şey göremezsin. Birisi merhaba, günaydın diyor olabilir; birisi sana hakaret ediyor olabilir ama hiçbirini fark etmezsin. Evin yanıyordur.
Ne oluyor? Gözlerin yangına uzanıyor. Olay söylentiden ibaret olabilir; yangın olmayabilir; birisi şaka yapmıştır. Fakat yine de işe yaradı. Geleceğe o kadar uzandın ki şimdiki anda yoktun.
Arzuda olan budur. Para istersin; başarmak on yıllık, yirmi yıllık çalışma gerektirecektir. Şimdi yirmi yıl ilerisine odaklanılır. Plan yapmaya başlarsın: Paraya sahip olduğunda hangi evi ve arabayı satın alacağını ve nasıl yaşayacağını; yirmi yıllık süre ve sen yansıtmaya başlarsın. Şimdi gözlerin giderek uzağa, şimdiki zamanın çok ama çok ötesine taşınmaya başlar.
Pazarda evi yanan adam gibi etrafında tüm olup biteni kaçırırsın.

Hiç yorum yok: