29 Temmuz 2013 Pazartesi



EVİM EVİM........... BENİM GÜZEL EVİM.........
İster 10 santim kalınlığında çelik kapınızı kapatın,ister tahtadan ya da suntadan yapılmış derme çatma kapınızı kapatın…Hiç önemi yok….…Özel mülkünüz de……..…yani Evinizdesiniz….

İster 1+1 olsun..ister 3+1 ya da devasa bir şey olsun, içinde huzur barındırmadıktan sonra ne kıymeti var-ki……………. geniş metre karenin..?

Evimiz bizim sırdaşımızdır……Dert ortağımızdır….
Zaman gelir,çiçeklerimizi sularken konuşuruz onlarla…..’’ Güzel kızım senin boynun neden bükük..susuz mu kaldın sen..? ‘’ diye sorarız…

Kafesteki muhabbet kuşumuzla…. muhabbet ederiz…….Dertleşiriz..
Aklımıza eser gece yarısı perde indirir…. Yıkar, tekrar perde asarız..Üşenmeyiz odaların şeklini değiştiririz..Sonra da ‘’ Böyle daha iyi olmadı mı şimdi…? ’’ diye sorarak… ,karşımızda sanki birisi varmış gibi evimizle konuşuruz…

Zaman gelir konuşacak kimse bulamazsak…...Duvarlardaki resimlerle……. O da yoksa…. duvarlarla konuşuruz…!
Evimiz bizim iç dünyamızın gizli kasası gibidir..
Üzüntülerimizi, kederlerimizi,sevincimizi ya içimizde biriktirdiğimiz öfke ve kinimizi saklarız..
Anahtarımızı avucumuzun içinde sıkı sıkı tutar…Benim güzel evim deriz…



Ülke……….HİNDİSTAN.
Şehirler……YENİ DELHİ, BOMBAY, KALKÜTA…


1.5 Milyara yaklaşan nüfusuyla gerçekten iri yarı bir ülke…ama, bu topraklarda yaşayan insanlardan 280 Milyon kişi….Evsiz barksız..Ülkemizin 3 katından fazla insanın bu ülkede bir barınağı yok….

DRAM……şöyle başlıyor…?

Gece bu büyük şehirlerin üstüne kabus gibi çöktüğü vakit…Trafiğin azalıp durduğu sokaklara,çıkmaz sokaklara,izbe ve kuytu yerlere, parklara,meydanlara ….Üstü başı hırpani kıyafetli insanlar sarsak sarsak geliyorlar…yerlere,kaldırımlara çimenlere, toprağa çamura yatıp…geceyi geçirmek için….Gündüz,
Trafiğin aktığı…Oradan oraya koşuşan insanlar kaynadığı yerler …şimdi bu garibanların açık hava yatakhanesi oluyor…oldukları,buldukları yere çöküp tırtıl gibi büzülüp uyuyorlar….Ya da uyumağa çalışıyorlar…

Gariban tarlası gibi oluyor buraları…..Öbek öbek binlerce insan…..

Sabahın ilk ışıklarında…..DRAM……TRAJEDİYE dönüşüyor….

Aç,susuz yorgun bedenler yavaş yavaş yerlerden kalkıyorlar dilenmek bir lokma ekmek bulmak ümidiyle sağa sola dağılıyorlar güçsüz ve titrek adımlarla yürümeye çalışıyorlar…

İşte o an…üzüntünüz ve kederiniz tavan yapıyor…

10 larca ya da yüzlerce insan bir daha ayağa kalkamayacak bir şekilde yatıyorlar..Hareketsiz bir halde..Yorgun bedenleri…..’’Benden buraya kadar ‘’ demiş…Ölmüşler……Sonra..?

Sonra…… Belediyenin ölü taşıyıcı ekipleri tahtadan yapılmış sedyelerle geliyorlar…yüklüyorlar kamyonlara ve bir bilinmeze götürüyorlar..Bu garibanları..Evsiz barksızları….

Demek istediğim şu-ki…

Mutluluğunuzla evinizin zeminini sağlamlaştırın….

Huzurunuz evinizin çatısı olsun…Akmasın sağından solundan GÖZ YAŞLARI…. içeriye…

Yuvanızın içini…saadet ve neşeyle doldurun ..ve kollarınızı iki yana açarak bağırın…Haykırın..

‘’EVİM.. EVİM…….BENİM GÜZEL EVİM’’ diye………..


Z.Cengiz Üstünel

Hiç yorum yok: