15 Eylül 2011 Perşembe

yazı


















SEVMEYİ ÖĞRENELİM



Sevdikce varliginin kâinatla toplandigini gorursun.
Sevince, kendini kendinden ote tasirsin. Sevince kalbine yeni ve sonsuz kanatlar takarsin. Sevince, mavi bir deniz olur kalbin; hic bilmedigin kiyilara varirsin.
***
Bagislamayi ogren:
Bagisladikca dostlarinin ,sayisini onla carpmis olursun. Bagislamak kalbinin yukunu azaltir. Bagislayinca, kalbine batan dikenler gule doner. Bagislayinca once kendini bagislamis gibi olursun, nefretin ve kinin yukunu omzundan atarsin.

Pismanlik duymaktan korkma:
Pismanligini itiraf ettikce hatalarinin kucuk, anlasilir ve bagislanabilir parcalara bolebildigini gorursun. Pismanlik sancisini goze aldigin surece, hatadan donmenin lezzetini de yasamaya baslarsin. Pismanlik ictenligin sinamasidir. Ictenligi olmayanlar pisman olamazlar. Pisman olmayanlar ictenlik kazanamazlar.
Hatirlamayi ogren:



Hatirladikca, sevgilerinin karekokunu bulup, onlardan huznu cikardigini fark edersin. Hele de cocuklugunu cok hatirla ki, hic endisesiz mutlu oldugun anlari yeniden yasa. Mutlu olmayi beceremeyen biz buyuklere icimizdeki cocuk mutlulugun sadelik ve hirssizlikla ilgili oldugunu fisildar. Dur ve dinle cocugunu


Deger vermesini ogren:
Deger verdikce sevgilerin kupunu bulup, onlari mutlulukla carpabildigini gorursun. Deger vermeden gecirdigin gunun gunesi hic dogmamis gibidir. Degerini bilmedigin esyaya hic sahip olmamis gibisindir. Degerini bilmedigin dostlarin sana gore hic yasamamis gibidir. Deger vermesini ogrendiginde, hayatin sahihlestigini fark edersin. Daha yavas yurursun ama adimlarini yere siki basarsin.


Iltifat etmesini ogren:
Iltifat ettikce, insanlarla arandaki en kisa mesafenin bir tebessumun resmettigi egri bir cizgi oldugunu gorursun. Iltifat etmek yalan konusmak demek degildir. Iltifat, muhatabinin gormek istedigin yere ulasmasi ve oradan ote gecmesi icin temennide bulunmaktir.


Ozur dilemesini ogren:
Ozur diledikce nefretin ve ofkenin sonsuza bolundugunu, boylece darginliklarin limit sifira giderken yok oldugunu fark edersin. Ayrica bak: Pismanlik duymaktan korkma ogudu.


Asktan korkma:
Boylece bir ucgenin ic acilarinin toplaminin 180 dereceyi asip, butun yamuklari kendi icinde barindirabildigini gorursun. Ask puruzleri yok eder; dikenleri gul eder, acilari haz eyler.


Ara sira huzunlen:
Huznun kalbine dokunmasina izin ver. Boylece butun mutluluklarin ve zevklerin sonunda ayrilik cizgisine teget gecip geri dondugunu gorursun. Hepimiz ayriliklarin kusattigi bir adada simdilik yasayan fanileriz. Huzun, faniligin ince sizisini kalbine hissettirdigi icin, seni ebediyete komsu eder. Huznunu oldurursen olumu anlayamadigin gibi hayati da anlayamazsin.

Ve bir gun olecegini bil:
Kesinlikle oleceksin ve oldugun gun anlayacaksin ki, yasadigin hayat, paydasi sonsuzluk olan basit bir kesirden ibaretmis. Kesrin payinda ne olursa olsun, ne kadar cok sey biriktirmis olursan ol, hepsi son islemde sifira esitlenir. Kesrin uzerine, yani bu dunyaya, sonsuzluk cinsinden bir seyler koyman gerekiyor. Yoksa elde var sifir


Her gun yeniden uyan:
Uyanmayi sadece gozunu acmak olarak bilen icin, bir safak vakti ne kadar da siradandir. Hayranlik duygusunu her gece iki goz kapaginin ardina sakladigi gozleri gibi her daim uykuda birakan icin, bir gun dogumu sabahin koru olasica karanliktir. Kulluk heyecanini avucunda tutamadigi bir kor gibi savurup sonduren icin, bir seher vakti egreti ve tanimsiz bir vakitsizliktir. Haydi, ac gozlerini... Ac gonlunu... Simdi ve burada var oldugunu fark et. Var edildigini fark et. Buraya, bu sabaha bir insan olarak gonderildigini bil. Bu sabahin senin icin, sana ozel olarak yaratildigini fark et. Uyan... Gunes senin icin doguyor.

Hiç yorum yok: