1 Aralık 2010 Çarşamba

şiir demeti

ŞAŞIRDIM..


şaaaşırdım şaaaşırdım


seni kaybettiğim gün şaaaşırdım
ismi-ismi-ismini unuttum..
bu hayat boş , nasıl söylesem..
artık düşünmekten çok yoruldum,
ismi-ismi-ismini..
sevgiler boş , nasıl söylesem..
artık yaşamaktan pek yoruldum
sıkıldım yalnız yaşamaktan
sıkıldım bitmeyen kavgadan
sıkıldım eskiyen dünyadan
durdum anıların yorgunluğunda
tükendim büyük korkulardan
tükendim her gün ağlamaktan
tükendim hep seni anmaktan
kaldım bunalımlar karanlığında
ismi.. ism.. sessiz.. bunalıml..
karanlığı.. geçmez.. mutlulu..
geçmez.. sonund.. geçmez..
şaaaşırdım..
ne çıkar, düşse yıldırımlar ?
ne çıkar , yağmasa yağmurlar ?
ne çıkar , olmasa sabahlar ?
ömrüm boyunca gülebilir miyim ?
‘yaşadım’ diyebilmeliyim
‘yaşadım’ diyebilmeliyim
‘yaşadım’ diyebilmeliyim
yıllar sonra,yıllar sonra
hep o mutluluklarla
şaaaşırdım..şaaaşırdım..
**********
KAYGISIZLAR..
Şaşırdım-Kaygısı- Yalnızlık
Kategori: insanat , Hobi
Yalnızlığı -birdenbire değil- ağır ağır yedim. İnsanın tüm
yalnızlığını... Tüm iştahımla, her şeyini... Aklımın kapısını aralayıp
içeriye daldım. İçeride ikizimle karşılaştım. Oysa ben bir dahi iken,
 Öyle sakin…
Yorum (yok) :: Yorum yaz! :: Bağlantı :: Etiketler : Yalnızlık
22/11/2010 - Ölülerde Dans Edebilir
Kategori: insanat , Hobi
 Ölülerde,Dans,Edebilir
 Az ile Çoğu Anlamak
Kategori: insanat , Hobi
Dikiş Makinesiyle Fotoğraf çekerim
Yorum (yok) :: Yorum yaz! :: Bağlantı :: Etiketler : Az,ile,Çoğu,Anlamak
 CHARLES BUKOWSKİ
Yazilar , Şiir
Yalnız kalmaktan daha kötü şeyler de vardır hayatta ama genellikle bir ömür alır bunun farkına varmak o zaman da çok geçtir ve çok geçten daha kötü bir şey yoktur hayattta...
Yorum (yok) :: Yorum yaz! :: Bağlantı :: Etiketler
 CHARLES,BUKOWS

**************
HALKIN EKMEĞİ


Bilin: Halkın ekmeğidir adalet.
bakarsınız bol olur bu ekmek,
bakarsınız kıt,
bakarsınız doyum olmaz tadına,
bakarsınız berbat.
Azaldı mı ekmek,başlar açlık,
bozuldumu tadı,başlar hoşnutsuzluk boy atmaya.
Bozuk adalet yeter artık!
Acemi ellerle yuğurulan,iyi pişirilmemiş adalet yeter!
Yeter katıksız,kara kabuklu adalet!
Dura dura bayatlayan adalet yeter!
Bolsa insanın önünde ekmek,lezzetliyse,
gözler öbür yiyeceklere yumulsada olur.
Ama her şey bollaşmaz ki birdenbire...
Bilirsiniz,nasıl bolluk doğurur ekmek:
Adaletin ekmeğiyle beslene beslene.
Ekmek her gün nasıl gerekliyse nasıl,
adalet de gerekli her gün,
hem o,günde bir çok kez gerekli.
Sabahtan akşama dek,iş yerinde,eğlencede,
hele çalışırken canla başla,
kederliyken, sevinçliyken,
halkın ihtiyacı var pişkin, bol ekmeğe,
günlük, has ekmeğine adaletin.
madem adaletin ekmeği bu kadar önemli,
onu kim pişirmeli, dostlar, söyleyin?
Öteki ekmeği kim pişiren?
Adaletin ekmeğini de
kendisi pişirmeli halkın,
gündelik ekmek gibi.
Bol,pişkin,verimli.


BERTOLT BRECHT


************


 Kanli Basur Makinasi..


Kanli Basur Makinasi..
Beni bir tesadüfe bagla;
yokum ki..
aslım yok benim
fuzuli işgal ya da yanlış park durumundayım
elbetteki şehrin çıkışından arıyorum seni
hiçbir şey almadım yanıma
ellerimi masanın üzerine bıraktım
işine yararsa kullan, atabilirsin de...
Sevişebileceğin, hükmedebileceğin birini bul hemen
onu da tesadüfe bağla
yok ki..
aslı yok onun da...
nereye mi gidiyorum? !tabi ya...güzel soru.
güzel sorulara çirkin cevaplar vermeli
güzel hüzünlere çirkin sevişmeler eklenmemeli...
gideceğim yeri de tesadüfe bağla
o da yok yolu yok
onun da...
seni sevebilmeyi öğrenmiştim bir nebze
kendini salgılarından koru cocuk!
Tanrıya kadar elveda...
küçük İskender..

************

Teknik Sayıklamalara Dair Master
Akrebin planlarını altüst ettik hıncımızla: İçkimin içine tükürme!
Bir kült olsun kuraldışı yaklaşımımız.
Hiç kapımızı çalma insanoğlu;biz sevgilimle bu gece dışardayız!
Sevda beklesin seni başucunda ölülerin krematoryumda harmanına kadar
Ve saçların...korkma,çürümez
Çünkü solmaz ki mumyalanmış papatyalar
Hırçınsın: Zaten hangi yıldırım kibardır ki...
Ukalasın: Yanan bir sirkten kaçar gibi hayvanlar...
Küstahsın: Onu ben gizli bir telefon numarsı sayıyorum...
Kibirlisin: Tahta çıkarken tökezler bütün çocuk padişahlar!
Tecrübe beklesin seni başucunda birikimlerin isyanına kadar
Ve hafıza..,korkma silinmez
Çünkü zamanla değer kazanmaz ki terkedilmiş antika aşklar..
Küçük İskender
***************
şiir

Dudak Payı
Çay bardağında
Bırakılan dudak payı
Kadar bile
Uzak kalamam
Gözlerine
Yakın olsun isterim
Ellerime ellerin
Yanındaki beton binaya
Yaslanması gibi
Köhne bir evin
Seni bir çivi
Gibi çaktım
Çünkü beynime
Ve toplayıp
Bütün kerpetenleri
Attım denize.
Sunay Akın
Yorum (0) :: Yorum yaz! :: Bağlantı :: Etiketler : sunay akın ın en güzel şiirlerinden birisi
***************
şiir
Yarın Cennet Olacak


Yarın Cennet Olacak,
uyuyalım yavaşça, yarın cennet olacak
kalırsak karanlıkta, gidersek ne olacak?
ahh kucağına, ahh koşacağız, karanlığın.
düşüncelerde senle ben
anladık canım.
şehrin sokakları bize
ne kadar güldü?
yastığımda başın güzel
kolunda oyuncak.
ve damarlarında kanın
elim elinde
uyuyalım yavaşca,
yarın cennet olacak
uyuyalım yavaşça, yarın cennet olacak
kalırsak karanlıkta, gidersek ne olacak?
ahh kucağına, ahh koşacağız, karanlığın.
düşüncelerde senle ben
anladık canım.
şehrin sokakları bize
ne kadar güldü?
ağzımızda küfürlerse
gönlümüz sevgi
yaşadığımız bu toprak
bizi sevdimi?
uyuyalım yavaşca
yarın cennet olacak
Karapaks
yarın cennet olacak,karapaks ın en umut dolu parçası
ayrılıklar - birliktelikler
*************
şiir
Düş Hekimi ayrılıklar - birliktelikler
ayrılıklar da emek ister
birlikteliklerin istediği gibi
her ayrılık biraz gecikmiştir ama
kağıt üzerindedir bazı ayrılıklar
kağıt üzerinde bile değilken bazı birliktelikler
hiçbir yerde yazmayabilir bazı kopmaz ayrılıklar,
her yerde yazarken çoktan kopmuş birliktelikler
silinmez izler kalabilir bazı ayrılıklardan
tek iz kalmazken bazı birlikteliklerden...
düş hekimi yalçın ergir


Yorum (yok) :: Yorum yaz! ::
*****************

şiir
 Gülüşün Eklenir Kimliğime



Gülüşün Eklenir Kimliğime
Gün biter gülüşün kalır bende
anılar gibi sürüklenir bulutlar
Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır
yarım kalan bir şiir belki de
Aykırı anlamlar arayıp durma
güz bitip sular köpürür de
kapanmaz gülüşünün açtığı yara
uçurum olur zaman her gece
Her gece yeni bir savaş baslar
acı ses olur, ses deli yağmur
Sığındığım her yer adınla anılır
ben girerim sokağı devriyeler basar
Bir de gülüşün eklenir kimliğime.
Ahmet Telli


Yorum (0) :: Yorum yaz! ::

***************
 : çok sevdim bu şiiri :)


Aşk Bitti



Aşk Bitti
Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
Uzun bir hastalık gibi
Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi
Gökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayı
Çiçekleri sulamayı unutmuşluğum gibi
Bitti.
Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
Yürümeyi yeniden öğrenen felçli bir çocuk gibi
Sokağa çıkmalıyım şimdi ve çoktandır
İhmal ettiğim dostlara yeni bir adres bırakmalıyım
Pencereleri açmalı, kitapları düzenlemeliyim
Belki bir yağmur yağar akşama doğru
Yarıda bıraktığım şiirleri tamamlarım
Aşk da bitti diyordu ya bir şair
Aşk bitti işte tam da öyle
Ahmet Telli
Yorum (yok) :: Yorum yaz! ::
*************
-Ayrılığı anlatan en güzel şiirlerden birisi


 Anısı Biz Olalım Bu Sokakların



Anısı Biz Olalım Bu Sokakların,
öpüşmediğimiz tek saçak altı
hiç bir otobüs durağı kalmasın
Biz yürüyelim kent güzelleşsin
gürültüsüz sözcükler bulalım
yeni sevinçlere benzeyen
Biz gelince bir yağmur başlar
yüzün çizilir buğulanan camlara
bir uzun karartma biter
akasyalar köpürür birdenbire
ve her avluda adınla anılan
çiçekler sulanır akşamüstleri
Bir arkadaş evine uğrarız yolüstü
bir fincan kahve içeriz, ısıtır bizi
başını sessizce omzuma koyarsın
gülüreyhan olur soluğun
Biz kalırız kuşlar dönüp gelir
her balkonda bir menekşe sesi
Belki yeniden güzelleştiririz
adları değiştirilen parkları
perdeleri hiç açılmayan evlerde
ışıklar yanar çocuk sesleri duyulur
tanıdık sevinçlerle dolar yeniden
kendi sesini kemiren alanlar
Anısı biz olalım bu sokakların
ve hiç durmadan yağmur yağsın
Biz gürültüsüz sözcükler bulalım
sarmaşıklar fısıldaşsın yine
Gidersek birlikte gideriz
yeni sevinçler buluruz hüzne benzeyen
Ahmet Telli


Yorum (yok) :: Yorum yaz! ::
******************
şiir
 Ozdemir Asaf

DÜŞÜNGÜ
Hepsinin gelmesini bekleme;
Bir kişi gelmeyecek.
Sen alışmayasın diye,
Korkmayasın diye,
Düşünesin diye...
Kendine yetmen için..
Herkesin kendinden kaçacağı yerlerde
Sen kaçmayasın diye.
Gelenler gitmeyecekmiş gibi..
Doğumlarda ölümlerde
Duyasın diye.
Bildiğini bildirmek için
Bilmeme'yi öğrenmelisin.
Tam kalasın diye.
Hepsinin gelmesini bekleme,
Sen var olasın diye.
Bir kişi gelmeyecek,
Sen, bir olasın diye.


Özdemir Asaf


Yorum (yok) :: Yorum yaz!

***********


 Şiddette Dijital Platform


Şiddette Dijital Platform
O bir caniydi.İğneyi iplikle öldürürdü.
Geceden geçerdi,eteklerinde sümüklü cinler.
Köpekleri vardı şarap içen.
Kelimelere tükürürdü.
Arı suya tükürürdü.
Ölü böcek isterdi.
Korkardık.
Verirdik.O bir caniydi.
Bir çok manaya gelen kelimeler kurardı.
Karışırdı kafamız.
Bizden zekiydi işte.
Tanımadığımız grupların müziklerini dinlerdi.
Hala Beat’ti.
68 Kuşağı’ndan nefret ederdi.
Kelimelere tükürürdü.
Güzel kadındı.,Güzel adamdı.
Ameliyatsızdı.
Bazı günler sakal bırakırdı.
Bazı günler tayyör giyerdi.
O bir caniydi.
Biz on altıydık.Lisedeydik.
Kafamız karışırdı.
Okuldan kaçar ona giderdik.
Bize Nemesis’ten sözederdi.
Kini överdi.
Seher vakti akan kanı överdi.
Kelimelere tükürürdü.
Dudaklarını keserdi.
Omuzlarını keserdi.
O bir caniydi.
Erkekliğini uyandırırdı.
Dişiliğimizi uyandırırdı.
Biz on altıydık.
Okuldan kaçıp ona giderdik.
Bize hiç dokunmazdı.
Acıya hiç dokunmazdı.
Şaşkınlığa hiç dokunmazdı.
Korkardık.
Konuşmazdık.
Bize likör ikram ederdi.
Siyah renkli likörler.
Kötü kokan likörler.
Lezzetli likörler.
Anlamazdık onu.
Anlayamazdık.
Akoru bozuk gitardık.
Bizi düzeltecek usta aradık.
Benzeyecek bir model arardık.
Ona benzemek istemezdik.
Ona benzemek isterdik.
O bir caniydi.
içip içip şarkılar söylerdi.
İçip içip şiirler söylerdi.
İçip içip bize aşık olduğunu söylerdi.
İçip içip ağlardı gülerdi.
Uzaklardaki bir sevgiliyi hatırlardı.
İntiharlarını sıralardı.
Seyrederdik sadece.
Korkardık.
Bize ayrılık denir onu öğretirdi.
Bize suç nedir onu öğretirdi.
Bize öfke nedir onu öğretirdi.
Öldürdük onu.
Döve döve öldürdük onu.
Suratı patladı.
Alın kemiği kırılıp dışarı çıktı.
Dilini koparım alnının üstüne koyduk.
Okul kıyafetlerimiz çok kirlendi.
Beyaz gömleklerimiz
gevşetilmiş lacivert kravatlarımız
gri pantolonlarımız
çok kirlendi.
Sonra oturup evdeki tüm likörleri bitirdik.
O bir caniydi.
Öldürdük onu.
Sessizce çıkıp oradan ailelerimize döndük.
Devlete döndük.
Şimdi mutluyuz.
Şimdi rahat ve huzurluyuz.
Dişlerimizi günde üç vakit fırçalıyoruz.
Derslerimiz iyi.
İfadelerimiz muhteşem.
Şimdi mutluyuz.
Şimdi rahat ve huzurluyuz.
Dişlerimizi günde üç vakit fırçalıyoruz
Derslerimiz iyi. İfadelerimiz muhteşem.
*küçük iskender
***************************
, Şiir


Yalnızlık
yalnız kaldınız sanırsınız,
biliyorum.yalnız
bırakılmışsınız,
biliyorum.ötesi yok.
ötesi var:yalnızlık
müziğin
bile seni dinlemesidir.
yalnızlık
insanın kendine mektup yazması,ve
dönüp dönüp onu okuması
yalnızlığın da ötesidir.


Özdemir Asaf


Yorum (yok) :: Yorum yaz!
*******************
şiir
BİR SÜRÜ AD
Pazartesiler karışmış Salılara
ve hafta bütün bir yılla:
kesemez zamanı
bezgin makaslarınız sizin
ve günün bütün adları
yıkanıp gider gecenin sularıyla.


Kimse ben Pedroyum diyemez,
Rosa değil, Maria değil kimse,
ya tozuz, ya kumuz hepimiz,
hepimiz yağmuruz yağmur altında.
Venezuelalardan söz ettiler bana,
Paraguaylardan, Şililerden,
bir şey anlamıyorum dediklerinden:


yeryüzünün derisini biliyorum yalnız
ve onun adsız olduğunu.
Kökler arasında yaşarken
çiçeklerden daha zevk duyduydum,
çan gibi çalardı
ne zaman bir taşla konuşsam.
Çok uzundur kış boyu
sürüp giden bahar:
zaman kaybetmiş ayakkabılarını:
bir yıl dört yüzyıl eder.


Uyurken beni her gece
nasıl çağırırlar ya da çağırmazlar?
Ben ben değilsem uykuda
uyanınca peki kimim ben?
Diyorum, güçbela
ayak bastığımız şu yaşamda,
gelelim yeni doğmuş gibi,
doldurmayalım ağzımızı,
bir sürü belli belirsiz adla


bir sürü kasvetli resmiyet
bir sürü cafcaflı kelam
senindiyle benimdiyle
bir sürü kağıt imzalamakla.
Her şeyi karıştıran bir kafam var benim,
birleştirip hayat veren
içiçe sokan, soyan,
ta ki dünyanın ışığı
okyanusun birliğine varsın,
bir esirgemez bütünlüğe,
bir çatırdayan miskokuya.

Pablo Neruda


Yorum (1) :: Yorum yaz!
****************

şiir

BİLİYORUM SANA GİDEN


Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni
Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini
Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeli
Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki
Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği
Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
Hangi şarkıyı duysam, bizim için söylenmiş sanki
Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini
Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri
Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
Bu böyle pek de kolay değil gerçi...
Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdiği mutluluk da az değil ki
Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki
İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:
Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri
BreakNewLine
*******************

CEMAL SÜREYA

Belle
senin yakınlarından geçen hergün
durup cumartesi olurdu
hele o gün
ölüme
ölüm olduğunu
unutturmak için sevişmişsek
ertesi gün
yine cumartesi
ama hangi gün yoksan
yoklar denizinin ortasında
bir denizci
ilk kıyamete kadar hep uykusuzdu
03-Ş-10
Jan Ender CAN
*******************
şiir
BALKON


Hatıralar annesi, sevgililer sultanı,
Ey beni şadeden yâr, ey tapındığım kadın.
Ocak başında seviştiğimiz o zamanı,
O canım akşamları elbette hatırlarsın.
Hatıralar annesi, sevgililer sultanı.
O akşamlar kömür aleviyle aydınlanan!
Ya pembe buğulu akşamlar, balkonda geçen
Başım göğsünde, ne severdin beni o zaman!
Ne söyledikse çoğu ölmeyecek şeylerden!
O akşamlar, kömür aleviyle aydınlanan!
Ne güzeldir güneşler sıcak yaz akşamları!
Kâinat ne derindir, kalp ne kudretle çarpar!
Üstüne eğilirken ey aşkımın pınarı,
Sanırdım ciğerimde kanının kokusu var.
Ne güzeldir güneşler sıcak yaz akşamları!
Kalınlaşan bir duvardı aramızda gece.
Seçerdim o karanlıkta göz bebeklerini
Mestolur, mahfolurdum nefesini içtikçe.
Bulmuştu ayakların ellerimde yerini.
Kalınlaşan bir duvardı aramızda gece.
Bana vergi o tatlı demleri hatırlamak;
Yeniden yaşadığım, dizlerinin dibinde
O "mestinaz" güzelliğini boştur aramak,
Sevgili vücudundan, kalbinden başka yerde,
Bana vergi o tatlı demleri hatırlamak;
O yeminler, kokular sonu gelmez öpüşler,
Dipsiz bir uçurumdan tekrar doğacak mıdır?
Nasıl yükselirse göğe taptaze güneşler.
Güneşler ki en derin denizlerde yıkanır.
O yeminler, kokular, sonu gelmez öpüşler!


Charles Baudelaire
********************
şiir

 Gece Nöbeti



Daha az seviyorum seni..
Giderek daha az..
Unutur gibi seviyorum..
Azala azala..
Aramızdaki uzaklığın karanlığında..
Geceler kısalıp..gündüzler uzuyor öyle olunca..
Daha az seviyorum seni..
Kendini iyileştiren bir yara gibi..
Daha az..
Ve zamanla..
Sen geceyi tutuyorsun..ben nöbetini..
Uzak dağ kışlalarında..
Görmüyoruz birbirimizi..
Usul usul sis iniyor..
Kopmuş yollara..
Işığı hafif..uykusu ağır koğuşlarda üzerini örtüyorum senin..
Bir çığ gibi büyüyorsun rüyalarımda..
Sevgilim sevgilim
Yıldızları daha büyüktür bazı gecelerin
Nöbet kadar yalnızken öğreneceksin bunu da..
Artık daha az seviyorum seni..
Unutur gibi..ölür gibi daha az..
Yeniden ödetiyorum kendime
Onca aşkın öğretemediğini..
Kolay değildi..
Yalnızca sevgilimi değil..evladımı da kaybettim ben..
Kaç acı birden imtihan etti beni..
Bir tek gece vardır insanın hayatında..
Ömür boyu sürer nöbeti..
Bu da öyleydi..
İyi ol.. Sağ ol.. Uzak ol..
Ama bir daha görme beni..


Murathan Mungan
Yorum (yok) :: Yorum yaz!

***********************


şiir
 Bana Zamandan Söz Ediyorlar


Bana Zamandan Söz Ediyorlar
Gelip size zamandan söz ederler
Yaraları nasıl sardığından ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden.
Zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden.
Hepsini bilirsiniz zaten, bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi.
Dahası onlar da bilirler. Ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler,
öyle düşünürler.
Bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak,
sırtınızdaki hançeri çıkartmak, yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle
yeniden kucaklaşmak kolay değildir elbet. Kolay değildir bunlarla
başetmek, uğruna içinizi öldürmek. Zaman alır.
Zaman
Alır sizden bunların yükünü
O boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, acılar
dibe çöker. Hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir. Bir
yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir.
O boşluk doldu sanırsınız.
Oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir.
Gün gelir bir gün
başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide
o eski ağrı
ansızın geri teper.
Dilerim geri teper. Yoksa gerçekten,Bitmişsinizdir.
Zamanla yerleşir yaşadıkların, yeniden konumlanır, çoğalır
anlamları, önemi kavranır. Bir zamanlar anlamadan yaşadığın
şey, çok sonra değerini kazanır. Yokluğu derin ve sürekli bir sızı
halini alır.
Oysa yapacak hiçbir şey kalmamıştır artık
Mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan
Her şeye iyi gelen zaman sizi kanatır...
Gün gelir bir gün başka bir mevsim,
başka bir takvim,başka bir ilişkide ,
o eski ağrı ansızın geri teper.


: Ozdemir Asaf
*************************

ALDANI-ALDATI


Benim düşlerimin içinde
O uyuyordu,duyuyordum.
Ben bir uykusunda onun,
Bir düş'ünde bulundum...
Uyuyordu,duyuyordu,
Avundum.
II
Benim düşlerimin içinde
O uyumuyordu,biliyordum.
Ben ne bir uykusunda onun,
Ne de bir düş'ünde bulundum...
Bulunsaydım,
Vururdum....
Özdemir Asaf
*********************

şiir
OLMASA MEKTUBUN


Olmasa mektubun,
Yazdıkların olmasa
Kim inanırdı
Senle ayrıldığımıza.
Sanma unutulur,
Kalp ağrısı zamanla
Herşeyi unutarak
Yaşanır sanma.
Neydi bir arada tutan şey ikimizi
Birleştiren neydi ellerimizi
Bırak bana anlatma imkansız sevgimizi
Sevmek birçok şeyi göze almaktır.
Baksana geçmişe,
Ne çok anıyla yüklü
Nerde o taverna,
Nerde sinema
Harcanmış zamanla
Yeniden yaşanmaz ki;
Geç kaldıktan sonra
Arama boşa!


MURATHAN MUNGAN


Yorum (yok) :: Yorum yaz! :: Bağlantı ::
*******************

şiir
SABAH


Vaktiyle,bir gençlik yaşamadım mı,öyle altın sayfalara yazılacak,sevilmeye değer,yiğit,masalsı,-ne büyük bir talih!Hangi suç,hangi hata yüzünden hak ettim bugünkü güçsüzlüğümü? Hayvanların acıdan hıçkırıklarını,hastaların umutlarını yitirdiklerini,ölülerin kötü düş gördüklerini ileri süren sizler,haydi betimlemeye çalışın düşüşümü ve uykumu.Ben,dilencinin,kendini,ardı arkası kesilmeyen Pater’leri ve Ave Maria’ları ile dile getirmesinden daha iyi anlatamıyorum artık kendimi.Konuşamıyorum artık!
Yine de,sanırım bitirdim bugün cehennemimin öyküsünü.Gerçek cehennemdi,o eski,Tanrı’nın oğlunun kapılarını açtığı cehennem.
Aynı çölde,aynı gecede,görüyor yorgun gözlerim ilk kez gümüş yıldızı,her zaman,heyecanlanmadan yaşamın Kralları,o üç müneccim,yani yürek,ruh ve akıl.Ne zaman gideceğiz kumsalların,tepelerin ötesine,selamlamak için yeni emeğin doğuşunu,yeni bilgeliği,zorbaların ve iblislerin kaçışını,sonunu boş inançların,ne zaman gideceğiz tapınmaya-ilkler olacak!-Noel’e yeryüzünde!
Göklerin türküsü,halkların yürüyüşü! Köleyiz biz,lanetlemeyelim yaşamı.


Arthur Rimbaud


çeviri.Özdemir İnce


 : rimbaud,fransız,şair
****************
 monologmati


Şiir


Monologmati


Suçu benim üstüme at: Zamanlama hatası derim.
Suçu benim üstüme at: Batık gemilerin de bir rotası olduğunu saklarım.
Suçu benim üstüme at: Taşa inanan bir tanrı parçasıydı derim.
Suçu benim üstüme at: Aşk değildi o; yalnızca bir isim benzerliğiydi diye söylenirim.
Suçu benim üstüme at: Örgütlü kalp ağrılarıydı derim. Geceleyin arkadaş evine sığınan ağır yaralı bir militan kadar güzeldi derim.
Suçu benim üstüme at:
Yaz sıcağında kasıklarından yükselen ter kokusunu parfüm niyetine kullanacaktım, demem.
yatağını çıyanlarla süslerdi.
akşamları yatmadan bir ikisini atıştırırdı.
tehlikeli kesikti.
tehlikeli kesikler gibi sevişirdi.
eve bir giyotin almak isterdi hep.
fazla arkadaşlar için.
fazla gözyaşları için.
fazla laubalilikler için.
islamiyet'ten önce Kabe'de duran üç puttan
biri oydu, biri ben.
öbürkünden arada bir şifreli mektuplar alırdık.
mektuplara gülerdik biz. mektuplara gülmekle geçerdi vaktimiz.
mutluyduk.
cahildik ve bununla mutluyduk.
Suçu benim üstüme at:
Biz, biraraya geldiğimizde anlamlı bir kelime oluşturan iki heceydik -- bunu itiraf etmem.
Suçu benim üstüme at:
Evet, aramızda kronolojik bir sıralama vardı duygular açısından. Şiddetin yolaçtığı her türlü maceraya düşkündü o.
Yara kabukları biriktirirdi.
 Açıksözlülük biriktirirdi --
 ağzımdan alamazlar.
Suçu benim üstüme at.
Suç beni bağlamaz.
Suç bana çarpmaz.


jilette pusu kurmuş yılandı. ( galiba infilak etti. )
yılanın kirpiklerine bulaşmış asitti. ( galiba punk. )
horizantaldi. ( şüphesiz prozac efsanesiydi. )
bütün anlamları bataklıktı. ( tut ki, boşlukta dinozordu. )
kâh çokluktu, kâh eksiklikti. ( aritmatiği zayıf. )
ucuz atlattığım bir cinayet girişimiydi. ( ahlakı pekiyi. )
saçma sarı'mdı. ( her renk bir diğerini gölgede bırakır. )
marjinal ela'mdı. ( sırra kadem basan hatıralarla avunurdu. )
piercing prensi'mdi. ( çoğu kere, uzak gemi lodosu. )
böcek tarlam! bana hiç değilse bir mail at.
japon kâğıt kaplama sanatım! hayatta mısın?
geceleri kanımı emmekle bahtiyar olan sivrisineklerle var mı bir akrabalığın, yakınlığın?!
K. İskender




Suçu benim üstüme at,
 Affet Beni Mickey Rourke


 Şiir


Bir aşk kuyusu var içimde
kaç çocuk düştü de boğuldu
çıkamadı bir türlü..


İki kişilik siyasi parti kurma düşlerimin yıkıldığı gece oturup bütün resimlerimi yırttım. Benimle birlikte birçok insanın da görüntüsü bir yerlerinden ayrıldı. O küçük kâğıt parçalarını götürüp çöpe attım. Kiminin yüzüne salça bulaştı, kiminin yüzünde çay. Bir tanesinin gözlerinin üstünde, spermlerimi silip attığım tuvalet kâğıdından geçen menim duruyordu.
Onların gülen ağızlarında belki yarım bir söz duruyordu. Onların o gülen ağızlarında belki tılsımlı bir fransız şarkısı duruyordu. Dinleyemezdim onları artık.
Dönüp geri kalan resimleri de yırttım. Ayırdıklarım da oldu. Uzaklara baktığım, birlikte baktığımız fotoğrafları ayırdım nedensiz. Onları okşamak geldi içimden.
Onları kapıcının oğluna verdim. Ve verirken sordum, ne görüyorsun, diye:
-Tutsaklık! dedi.
Evet, iğrenç bir kafesti karşı karşıya birşeyleri beklediğimiz. Ruhumuzu şeytana satmak için sıraya girmiştik.
Çok yönlü bir bırakılışın, yakışıklı 'hah, işte bu'sunu yaşıyordum. Mickey Rourke beni affetmeyecekti. O denli acı çekmiştim ki aşktan, artık yüzbaşıydım. Baudelaire'den bu yana ne değişebilmişti ki?! O insanların resimleri bana ne kazandırırdı?!
Birlikte bir el monopol bile oynayamamıştık. Hız yapamamıştık. Odamda, küçük erkek kardeşim böcek Archie, kedim, kitaplarım, daktilom ve Lou Reed ile mutlu taklidi yapabiliyordum.
Gelen mektuplar, telefonlar, arkadaşlar, şizofreni, krizler neyi, ne kadar karşılayabilirdi?!
Bir piyes adı: Ama Niye Ben.
Kim bilir, bir takım evlerde de benim de içinde olduğum resimler yok ediliyordu o anda.
'Kimdi bu adam?', sorusunu takiben yırtılıyordum çarçabuk. Albümler yeni tanışılan insanlarla çektirilmiş fotoğraflar için çarçabuk boşaltılıyordu. Herkes birilerini birilerinden habersiz manen idam ediyordu. Buruşturuluyorduk. Biz zaten birbirimizi bir vakit sonra buruşturmak adına tanışmış, tanıştırılmıştık. Biz zaten birbirimizi bir vakit sonra harcamak adına yanyana gelmiş, getirilmiştik. Kıyım sürecek.
Düşlerimin yıkıldığı gece oturup bütün resimleri yeniden yapıştırmayı denedim.
Her resimde hep bir parça eksik çıktı.
K.İskender
******************
derman
Ben Seni Seviyorum Bunda Bir Kasıt Yok
Ben Seni Seviyorum Bunda Bir Kasıt Yok
acınası tesadüflerle ayrılıyorsun molekülden,
hüzün hastası bir hayvansın
şiddetli baş ağrılarıyla çalkalanan
çok kurak iklimlerde, büyük sinir krizlerinde
ağır işkence görmüş şehirlerde ,saadetin zarif, adaletin ince.
bir miktar alkol ve ürperti alıyorsun
kelimelerin karardığı peşin hükümlerde.
şahsi sevişiyorsun şiddetin bütün bitki örtüsüyle.
gözlerin ucuz, tutkun ucuz, direncin ucuz
tehlikeli bir yalan gibi duruyorsun
ruh yoksulluğunun harikulade iskeleti üzerinde.
tutulamayacak yeminsin, yemin ederim,
her insana gerçek aşkı öğretecek bir külfetin var
ve
alelacele asılmış bir çocuk militan
gibi şaşkın ama onurlu bakıyorsun
yükseldiğin gökyüzüne.
ben seni ayakta alkışlıyorum
hep ayakta alkışlıyorum seni ben
yollarda yürürken alkışlıyorum
sinemalarda, üçüncü sınıf oyuncularda alkışlıyorum
afrika'nın içlerine doğru alkışlıyorum
vuruşurken alkışlıyorum seni ben
evet, hüzün hastası bir hayvansın
acınası tesadüflerle ayrılıyorsun
kainata gösterdiğin sahte hüviyetinden.
o nasıl bir hale
bana cimri, başkalarına bonkör bedeninde;
bir acı votka tadı yakalıyorum dilenen bakışlarında
'suçsuzum' diyorsun, 'tarzım bu' diyorsun
aç bir kurt gibi iniyor yüzüne hüzün
kirpiklerin alnına deyiyor
bende deyiyorum alnına cevapsız sorularımla
uykum geldi diyorum
seni sevmekten uykum geldi
jilete abanıyorum
korkuya abanıyorum
tek arkadaşım yok öbür tarafta çünkü!
çek perdeleri, kapat ışıkları
bu telaşlı yokoluşun fosforu aydınlatır bizi
uykum geldi diyorum
tutulamayacak yeminsin, yemin ederim
heryeri keserim, herkesi, herşeyi keserim
bıçağımı taşıyan elde kader çizgim de gizli!bitiyor
sancıda safları sıklaştıran o garip haz bitiyor
bir kez olsun samimi bak
bak! gecenin eteklerine eşkiya ayrılıklar sinisini ,
acınası tesadüflerle ayrılıyorsun molekülden
ateşler içinde bırakıyorsun sana biriktirdiğim suyu
oysa hiç sansım kalmadı
yeniden doğmak için, bana ait olduğu belirtilen külden.
al bu külü de götür
al bu külü de götür, diğer taraflara üfle
muzaffer bir hain gibi ayrıl tertemiz hayal hikayemden.
Küçük İskender
 bir miktar alkol ve ürperti alıyorsun,tehlikeli,
bir yalan gibi duruyorsun,tutulamayacak yeminsin,yemin ederim,


 murathan-mungan ,

*******************
KİM GÖLGESİNDEN KAÇABİLİR Kİ?


Geçtiğimiz yollarda kaybettiklerimizin ,
bize en büyük kötülüğü kendilerini tekrar, tekrar hatırlatmalarıdır.
Bir kere kaybetmekle kurtulamadığımız şeylerdir.
Yoklukları hayatımızdaki varlıkları haline gelir.
Hep ama hep hatırlarız.
Ne biçim kaybetmektir bu?
Kim gölgesinden kaçabilir ki?
Bazen duygularımız bizden erken yaşlanır ve bizden hayatın geri kalanını alır.
Hayatın, kendini anlayanları cezalandırmasıdır bu...
Durup, durup ardına bakan kadınlar vardır.
Geçmişi düşünmekten şimdiyi yaşayamazlar.
Her şeyi didikleyip duran mazisinin gölgesinden,
anılarının yükünden bir türlü kurtulamayan gözleri ufuk yorgunu kadınlar.
Güçlü, köklü bir biçimde yeni arkadaş edinecek yaşları geride bıraktıysan eğer,
hasar görmüş eski arkadaşlıkları onaracak çağı da geride bırakmış oluyorsun.
Zaman ilerledikçe birçok şey, daha zor olmaya baslar.
Beklentisi yüksek olan kadınların yalnızlığı daha koyu oluyor.
 Büyük lafların gölgesinde geçen hayatlar,
bir daha iflah olmuyor, geçip gittiğiyle kalıyor.
Zaman, aşk...... her şey!
Ayrılıkları ayrıntılar acıtır.


MURATHAN MUNGAN
 Teknik Sayıklamalara Dair Master

Hiç yorum yok: