23 Kasım 2010 Salı

şiir

 






Beni sen akşamcı ettin


Hayal sevgilim


Elde kadeh


Dilde sen


Her akşam bu sofrada bir rüzgardır esen






Yıldızlara isimler verdim kendimce


Biri hayal


Biri gurbet


Biri hasret


Biri hep o güzel memlekettir memleket


Sokaklarında büyüdüğüm seninle


Buluştuğum gözlerinle


O güzel memleket bir yıldıza adını verdi


Akşamları göğe kaldır başını seyret


Belki geçmişin ışıkları henüz sönmemiştir


Belki resimler kaybolmamıştır


Belki isimler unutulmamıştır


Belki batmayı unutmuş güneşler vardır gökte


Seyret aynaya bakmadan seyret gökyüzünü


Bir yıldız göz kırpıyorsa


Veya bir ışık kayıyorsa


Benim kadehimdir şerefine kalkan


Işıklara doğru


Sana doğru


Şiirler geliyor gökyüzünden


Bu bilinmeyen hayal meyhanesinden






Beni kimse görmedi


Ben kimseye el sallamadım


Seninle meşguldum


Tanıdıklar görmüşse de ben onları tanımadım


İnanır mısın senden başkasını da pek sallamadım






Baharlar açıyor toprakla birlikte ben de canlanıyorum


Hayallerimi uçurtma yaptım


Gökyüzünde yalpa yalpa yalpalanıyorum


Birşey göremiyorum uzaktan sana uzanamıyorum


Adını çağıracağım bir kimse de yok


Hep yalnız yürümüşüm sokaklarda demek ki


Sana bakayım derken kimse kalmamış yanımda


Bir senin adın var aklımda


Onu da söyleyemem


Onu bağıramam özgürce


Adını tutukladım beynimde salıvermek yok


Havalandırma bile yasak


Voltayı hayallerimde atacaksın


Sen kimseye görünmeyeceksin






Gel be dünya, evinden atma beni hayata çok alıştım


Azraile satma beni


Sana söylerim beni vermezsen ellere


İsimleri itiraf ederim


Bir konuşsam sarsılırsın






Beni sen akşamcı ettin hayal sevgilim


Elde kadeh


Dilde sen


Meyhane beğen meyhanelerden


Küfürlere karıştı gecenin çığlıkları


Sesim sesine ulaşmaz


Aşk buna mı derler


Kavuşulmazsa büyür


Kavuşulursa erir










Ben seni seyrederdim


Köşeden


Arkana takılırdım anlamazdın akşam üstleriydi


Bizlerle pek oynamazdın


Bir yakan toptu son oyunumuz


Ellerin ellerimi yaktı


Gözlerin gözbebeklerimi


Bisikletimde kaldı sıcaklığın


Bisikletim yok şimdi






Beni sen akşamcı ettin


Hayal sevgilim


Elde kadeh


Dilde sen


Bir de o zümrüt gözlerinde öpüşen


Mutlu çocuk


Nereye yolculuk bile demeden


Gittin evlendin


Seslenemedim


Seni hiç görmedim


Ben ölmedim


Sen ölmedin


Neredeydin bilemedim


Bir tebrik de edemedim






Şimdi eski dostlara rastlıyorum


Herbiri bir yerde


Kimi okumuş kimi zengin


Kimi mutlu


Kimi bezgin






Ben bir dünya tatlısı ile evliyim şimdi


Dünyaya bunca bağlanmam onun eseriydi


Şiirler yazdım ona şarkılar oldu


Bu kadeh onunla doldu


Seni inattan soruyorum herkese


Daha neler var bu şiir devam ederse






Bırakma hayallerimi


Hayal güzelim


Ben akşamcıyım


Sen akşamsın


Bir güzel bestede şarkısın dinlediğim


Bir özlemsin bitiremediğim


Dün gibi herşey oysa


Dün gibi ama


Zamana şehir de dayanamamış


Yıkılmış


Sokaklar süklüm püklüm


Ağaçlar büyümüş ve çürümüş


Bizse yaşamadıklarımıza inat saçlarımızda beyazlar


Sokaklarda maziyi arıyoruz


Yanılıyoruz dostum


Yanılıyoruz


Zaman geldi biz ayrılıyoruz


Ben sana alıştım hayat


Darılırım gidersen


Bir daha yüzüne bakmam


Şerefsizim yanına bile gelmem






Bu şiir uzayacak


Hayal güzelim


Yorulduysan git


Laf lafı


Laf mısrayı açıyor


Bende uyku yok


Zaman azaldıkça


Uykum kaçıyor


Daha uzun kalmak ayakta


Sanki daha uzun yaşamak gibi


Hiç uyumasam ömrüm iki katına çıkar mı


Aldanmak mı yoksa hayallerim


Ömür nedir


Hayat nedir hayal nedir


İşte şu oturduğum sedir nelere şahittir


Ben bilmem o da dünyada ben de


Belki o sedir daha bir kıymetlidir


Herşey izafi hayal sevgilim


Güzel


Çirkin


İyi


Kötü


Uzun


Kısa


Ve daha neler neler


Adına sıfat dediğin ya da nitelik


Asıl olan


Mutlakla birliktelik






Sazlıklarda bir kamış


O kamış neye yaramış


Diye sorma


Kamış kamış olmuşsa mutlaka


Birşeye yaramıştır


Hani insan insan olmuşsa da aynısıdır


Palavra gayrısıdır


Ben bıkmadım yaşamaktan


Yaratan bıktırmasın


Aşk ile yansın yüreğim


Ayakkabım sıktırmasın






Haşim adam bıçaklıyor mu sokaklarda


Yüksel 'i dövdüler mi kapıda


Vay anam ne kıymetliymiş gözlerin sen hala kaçır onları






Mahallenin bebeleri birbirine girsin senin için


Elyüz kan içinde elin oğlu şenli


Bizi bize kırdırttın


Güzeller güzeli


Hayal şehrin hayal kızı


Helal olsun sana


Akan kanlar yoluna şerbettir senin






Beni sen akşamcı ettin hayal güzelim


Ötekiler ne oldu bilmem


Biri emekli olmuş


Öbürü elini tornaya kaptırmış


Biri de terörist dediler


En akıllısı manifaturacı, müteahhit


Kapatmış hayal şehrin arsalarını


Sonra önüne gelene satmış






Ben kiraladım yanındaki meyhaneyi






Parasız mey satarım karşılığında muhabbet


Ben sana hapsoldum müebbet


Yine de diyorum kendime be adam haline şükret


Ya idam olsaydı cezan


Af da etmezdi devlet






Bu şiir ah bu şiir seni bana getirsin


Ne işim varsa beni alıp bitirsin


Sesler uzakta kaldı


Yaşlar yaş olmaktan çıkmak üzere


Bu şiir seni bana getirecek mi bilemem


Ama ben kalkıp gideceğim uzaklara


Aklımı bırakıp


Aşkımı bırakıp


Bir de yakamı bıraksam


Kurtulacağım


Sana bir sepet çiçek yollayacağım


İsimsiz


Bir kucak şiir


Bitimsiz






Ellerimde güller açmış


Sabah çiğleri üzerinde


Fırından sıcak ekmek kokusu yayılır


Çocukluğumun istüne


Uyanmak ne de zordur okul varsa


Sen uykularımı bölerdin


Buğdaylı rüzgar kokusuyla


Büyüdük herşeyi büyüttük


Aşkı


Hasreti


Milleti


Sen neredesin ey sevgili






Caner Mardin


















Yüreğim Aşkına Susuz






Seyit Ahmet Uzun






Susuz kaldı yüreğim aşkına


çöl oldu duygularım


hani nicedir özlediğim sen


bir bıçağın altında


kanımı akıttım nemli toprağına


dudaklarım kupkuru


kalbim atmıyor sanki






aynaya baktım bugün alnımda kan


aşkına hüküm giydim demiştim


ama kalbim o kadar kirli ki


girmek istemedin sanki


nazlı bir kuş gibi penceremde


süzüyordun ben dikeni yüklenmiş çiçeğini






ama inanıyorum ki sen dikenlerime aldırmazsın


sevgimi hissettiğin yüreğimin hürmetine


acır da bağışlarsın değil mi?






nice yüzler gördüm ki kanlı


nice yüzler gördüm ki maskeli


nice yüzler gördüm ki aşksız


ben ben neresindeyim bu sersenişin ey sevgili


işte aşksız ve kupkuru bir çöle dönmüş kalbimi


yapmacıksız ve sade


aşksızsa da iki yüzlü ve kanlı değilim.


nefretleri eritiyorum sabah güneşinde


kurban ediyorum kaprislerimi, kıskançlıklarımı


iki yüzlülükleri ve kibirleri


sahtekarlık kokan ibadetlerimi


sana sadece susuz kalmış kalbimi sunuyorum.


al sevgili al boya beni aşkının sularına


Seyit Ahmet Uzun

Hiç yorum yok: