
Bugün yeni bir kalemimizden bahsetmek istiyorum, duruşuyla, düşüncesiyle, inceliyle bizlere zaman içerisinde çok şey katacak olan Yıldız Kantarcı, bugün bakalım neyle bizlere merhaba diyecek…
Hayatımızda birçok sorunla karşılaşırız kimi zaman kızar, üzülür, isyan ederiz ama bu sorunlar bizi olgunlaştırır. Hayata karşı dik durmamızı sağlar.
Yaşlı kadın, bir antika dükkânından aldığı yüzyıllık fincanı özenle salon vitrinine yerleştirerek fincanın biçimi, üzerindeki işlemeler, renkler onun bir sanat eseri olduğunu söylüyordu. Ödediği fiyatı hatırladı, hayır, hiç de pahalıya almamışdı.
Hayranlıkla fincanı seyretmeye devam etti. Derken birden fincan dile geldi ve kadına şöyle dedi,'bana hayranlıkla bakdığının farkındayım ama bilmelisin ki, ben hep böyle değildim. Yaşadığım sıkıntılar beni bu hale getirdi.
Kadın şimdi hayret içindeydi. Önündeki kahve fincanı konuşuyordu. Kekeleyerek
-Nasıl?
-Anlayamadım? Diyebildi yaşlı kadın.
'Demek istiyorum ki, ben bir zamanlar çamurdan ibarettim ve bir sanatkâr geldi. Beni eline aldı, ezdi, dövdü, yoğurdu. Çektiğim sıkıntılara dayanamayıp yeter! Lütfen dur artık! Diye bağırmak zorunda kaldım. Ama usta sadece gülümsedi ve“ daha değil” diye cevapladı beni.
Sonra beni alıp bir tahtanın üzerine koydu. Burada döndüm, döndüm döndükçe başımda döndü. Sonunda yine haykırdım.”lütfen beni bu şeyin üzerinden kurtar. Artık dönmek istemiyorum” ama usta bana bakıp gülümsüyordu. ”henüz değil”. Derken beni aldı ve fırına koydu. Kapıyı kapayıp ısıyı artırdı. Onu şimdi fırının penceresinden görebiliyordum. Fırın gitgide ısınıyordu. Aklımdan şöyle geçiyordu'beni yakarak öldürecek' fırının duvarlarına vurmaya başladım. Bir taraftan da bağırıyordum.” usta usta! Lütfen izin ver buradan çıkayım!” pencereden onun yüzünü görebiliyordum. Hala gülümsüyor ve 'daha değil' diyordu.
Bir saat kadar sonra, fırını açtı ve beni çıkardı. Şimdi rahat nefes alabiliyordum, fırının yakıcı sıcaklığından kurtulmuştum. Beni masanın üstüne koydu ve biraz boyayla bir fırça getirdi. Boyalı fırçayla bana hafif hafif dokunmaya başladı. Fırça her tarafımda geziniyor ve bu arada ben gıdıklanıyordum.”lütfen usta! yapma gıdıklanıyorum” dedim. Onun cevabı ise aynıydı.'henüz değil'.
Sonra beni masaya nazikçe tutup yine fırına doğru yürümeye başladı. Korkudan ölecektim. Hayır! beni yine fırına sokma lütfeen! diye bağırdım. Fırını açıp beni içeriye iteleyip kapağı kapattı. Isıyı bir öncekinin iki katına çıkardı.'Bu sefer beni gerçekten yakıp kavuracak! diye düşündüm. Pencereden bakıp ona yine yalvardım ama yine “daha değil” diyordu. Ancak bu defa ustanın yanaklarından bir damla gözyaşının yuvarlandığını gördüm. Tam son nefesimi vermek üzere olduğumu düşünüyordum ki, kapak açıldı ve ustanın nazik eli beni çekip dışarı çıkardı.
Derin bir nefes aldım. Hasret kaldığım serinliğe kavuşmuştum. Beni yüksekçe bir rafa koydu ve usta şöyle dedi''şimdi tam istediğim gibi oldun kendine bir bakmak ister misin?'ona 'evet' dedim. Bir ayna getirip önüme koydu. Gördüğüme inanamıyordum. Aynaya tekrar tekrar baktım ve “bu ben değilim ben sadece bir çamur parçasıydım” evet bu sensin! dedi usta.
Senin acı ve sıkıntı diye gördüğün şeyler sayesinde böyle mükemmel bir fincan haline geldin.
Eğer seni bir çamur parçası iken üzerinde çalışmasaydım, kuruyup gidecekdin. Döner tezgâhın üstüne koymasaydım, ufalanıp toz olacakdın, sıcak fırına sokmasaydım çatlayacaktın. Boyamasaydım hayatında renk olmayacaktı. Ama asıl sana güç ve kuvveti veren ikinci fırın oldu. Şimdi arzu ettiğim her şey var üzerinde “Ve ben kahve fincanı, şu sözlerin ağzımdan çıktığını hayretle fark ettim.” ustam! Sana güvenmediğim için beni affet! Bana zarar vereceğini düşündüm. Beni benden fazla sevip iyilik yapacağını fark edemedim. Bakışım kısaydı, ama şimdi beni harika bir sanat eseri yaptığını görüyorum. Benim sıkıntı ve acı diye gördüğüm şeyleri bana verdiğin için teşekkür ederim...
Usta fincanı, yaratıcı insanı şekillendirir. Yeter ki acı da ki hikmeti görelim.
Karşı karşıya olduğumuz problemler bir kum taneciğine benzer, bizi rahatsız ederler ve niye bize bu kadar eziyet çektirdiklerine üzdüklerine şaşarız. Fakat azmin getirdiği cesaret ve kuvvetle sorunlarımızın üstesinden geliriz daha alçak gönüllü, daha güçlü ve sorunlarımıza karşı daha dayanıklı hale geliriz...
Sevgiyle kalın..
Yıldız KANTARCI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder