Hanifi Özdemir 14 Haziran, 06:22 Yanıtla
Gel dostum yüreğimin minderine otur. Uzaklardan gelmişsin, otur dinlen can dostum. Yoruldum yaşam koşusundan.. İhanetlerden vefasızlıklardan Ve Sevgisizliklerden... Anlatma bana bunları.. Çocukluğumu anlat bana. Bir damla sevinç düşsün yüreğime.. Hani bakkal Ahmet'in şekerlerini nasıl aşırırdık? Hani bisikleti olanlara nasıl bakardık imrenerek? Topaçlarımızın renkli dönüşünü anlat bana. Yorulmuşum yaşam koşusundan can dostum.. Anlatma nasıl para kazandığını, anlatma işyerini, anlatma kârını, zararını.. Büyükbabanı anlat bana. Hani koca bir yürek, hani safi sevgi olan büyükbabanı. Kocaman elleri vardı hani. Okşardı saçlarımızı sevgiyle.. Sevilmenin hazzını yaşardık. Anneni anlat bana. Çörekleri ünlü anneni. Yaşıyor mu hala? Yaşıyor mu o kocaman gülümsemesi ile? Gel dostum yanıma, özlemişim seni. Evlendin mi? Kaç çocuk var şimdi? Hemen geç bunları, bana ilk aşkımı anlat. O sarı saçlı kıza duyduğum o ilk heyecanı anlat bana.. ’Sarışınsın sarışın güzel’ diye söylerdi İbrahim Tatlıses. Ve ben ağlardım reddedilmenin acısıyla.. Ve sen gülerdin takma değmez bir kıza diyerek. Bana çocukluğumuzu anlat can dostum. Karne sevinçlerimizi anlat. Sevinçlerimizi, masum yalanlarımızı anlat. Cana can katan gülümsemelerimizi anlat.. Ne olur politika deme. Bir yana bırak memleket durumlarını.. Bana çocukluğumuzu anlat. Mahallemin çamurlu sokaklarındaki maçlarımızı anlat.. Gece karanlığındaki okul yolu sohbetlerini. Özledim seni be can dostum! Özledim çocukluğumuzu.. Bir tatlı anı şimdi yürekte o günler. Hep geriye gidiyormuşuz be can dostum! Bizim kazanç dediğimiz hep kaybetmekmiş! Yürek katılaşıyor be dostum.. Yarış zorlu, bilirsin sen de.. Ezilmemek için ezmek gerek diyorlar. Zor be can dostum bunu kabullenmek.. Mutlu musun evliliğinde? Ya çocuklar kaç yaşlarında şimdi? Yaşadığın şehir nasıl? Dostların nasıl? Anlat bunları bana çabucak. Sonra çocukluğumuzu anlat.. Düşlerimizi anlat bana. Kırmızı büyük bir araba düşlerdin sen, altı vitesli. Hani çok benzin harcayanından.. Bahçeli ev derdin sen. Alabildin mi dostum bunları? Ben aldım hepsini. Kazandım bunların parasını dostum. Mutlu musun diye sorma ama bana ne olur.. Korkuyorum bunu düşünmeye. Şimdi büyük arabam ve bahçeli evim var dostum. Ama özlüyorum çocukluğumu.. Sus söyleme niye özlediğimi! Korkuyorum duyacaklarımdan.. Bilirim sen tanırsın beni. Bilirsin sorularımın cevaplarını... Anlarsın beni. Anlayan dedim de biliyor musun en çok beni anlayacak birini özlüyorum.. Anlaşılmamanın kelepçesi ellerime yapıştı ama sen yine de çocukluğumuzu anlat... Hani suçu paylaşırdık, cezayı paylaştığımız gibi.. Cebimizdeki iki buçuk lirayı paylaşırdık, tek simidi paylaştığımız gibi.. Paylaşmak dedim de bu yüzden mi özlüyorum can dostum çocukluğumuzu? Hani saf beklentisiz yaşardık her şeyi. Hani düşünmezdik güvensizliği.. Hani yürek saf, yürek sadece sevendi.. Bu yüzden mi özlüyorum dostum çocukluğumuzu? Sus ama sen yine de.. Korkuyorum duyacaklarımdan.. Hissediyorum can dostum. Çocukluğumuzun her yiten parçasında bizde ölüyoruz bir parça. Babamı hatırlar mısın? Severdin sen babamı. Annem ise öldü be canım dostum... Bir yıldız gibi kaydı! Yüreğimin bir ışıltısı kayboldu onun gidişi ile.. Onu da çok özlüyorum be dostum. Ne kadar büyük sevgi vermiş bize, ne kadar sevmiş bizi. Şimdi anlıyorum bu sevgisizlik cenderesinde.. Bazen rüyalarıma giriyor biliyor musun? Gülümsüyor bana... Çocukluğumu anlatıyor bana... Biliyor musun ben hala yüzmeyi öğrenemedim. Hala korkarım denizin derinliğinden. Kumdan kalelerimiz yıkıldı be dostum... Ve ben hala öğrenemedim yüzmeyi can dostum. Belki öğrenmek istemiyorum, çocukluğumdan bir anı daha yitip gitmesin diye.. Hala yaşatıyorum o denizin derinlik korkusunu.. Süleyman Amcayı hatırlar mısın? Hani gülerdik ona, "cimri cimri" diye kızdırırdık. Ölmüş Süleyman Amca da.. Çocukluğumuzun bir çınarı daha devrildi be dostum. Geçenlerde mahalleye gittim. Hani bir top sahası vardı. Kavga ederdik her maçtan sonra.. Şimdi birçok işyerleri olmuş oraya... Hani bir ağaç vardı altında otururduk. İşte o da yok artık! Kayboluyor çocukluğumuz dostum... Kaybediyoruz kendimizden de çocukluğumuzun her yiten parçasında.. Bir bilse ruhumdaki açlığı... Sen bilirsin, sen anlarsın beni can dostum. Anlat bana ruhumdaki bu açlığı. Hatırlar mısın can dostum? Güzel apartmanların zengin çocuklarına nasıl imrenirdik.. Sevmezdik kolej çocuklarını. Şimdi benim kızlar büyüdü genç kız oldu can dostum. Apartmanda yaşayan çocuklar! Seneye küçük kızım üniversiteye gidecek. Bak gerçekleşti düşlerimiz... Büyük bir araba ve büyük bir ev.. Hani sen derdin ki benim güzel bir sekreterim olacak. Bak oldu işte can dostum. Kazandık mı dostum? Yoksa yenildik mi zamana? Söyle bana dostum sen tanırsın beni... Sustun be can dostum! Zor değil mi sorunun cevabı? Hüzünlendin be dostum.. Ben de öyle oluyorum. Bu sorular hüzünlendiriyor beni.. Çocukluğuma olan özlem hüzünlendiriyor beni de... Hatırlar mısın muhtar amcayı? Hani ölmüştü, hani anlayamamıştık onun ölümünü.. Sormuştuk hemen babama "Ölenler gelir mi?" diye.. Gülümsemişti babam hatırlar mısın? "Gelmez" demişti yitenler... Gelmiyor be dostum! Giden günler geri gelmiyor! Hiçbir şey eskisi gibi olmuyor.. Çocukluğumuz ölüyor be dostum.. Ve biz yitiyoruz çocukluğumuzla. Gel can dostum, gel yanıma. Gel çocukluğumuzu analım. Analım ki hayalini kazıyalım yüreklere... Beraberimizde alıp götüreceğimiz bir şey olsun sevgi adına. Bitmedi anlatacaklarım dostum. Özlemişim seni... Biriktirmişim içimde her şeyi. Beni anlayacak seni beklemişim bunca yıldır. Eski aşkları özledim be can dostum... Sarı saçlımı... Belki de sarı saçlıma olan aşkımı özledim. Gülüyorsun biliyorum... Ne çok ağladığımı hatırladın sen. Oysa ben sarı saçlımı değil Sarı saçlıma olan saf aşkımı özledim. Severdik katkısız, Severdik karşılıksız... Ben sevmelerimi özledim... Sevilmeleri özledim be can dostum. Hatırlarsın sen. Reddedilmenin hüznünü yaşardım Ve sen can dostum Çok çirkin bu kız derdin... Ne buluyorsun bu kızda der beni avuturdun. Ben de inadına severdim, İnadına tutkumu büyütürdüm... Aşk ölmüş be dostum, Aşkı unutmuşuz... Çocukluğumuzla birlikte eski sevdaları da yitirmişiz... Severdik eskiden. Sevmeyi öğrenmek için severdik... Sevdamızın içinde sadece yüreğimiz vardı. Sen aşık olabiliyor musun can dostum? İşini katmadan, Parayı katmadan, Sosyal ilişkilerini katmadan, Acabaları düşünmeden, Şüphe duymadan, Senden şüphe duyulmadan, Saf, çıkarsız sevebiliyor musun? Özledin değil mi dostum? Görüyorum hüzünlendin, Cevap veremiyorsun... Senin de mavi gözlün geldi aklına... Anlıyorsun sen beni can dostum.. Sevmek için sevmeyi unuttun değil mi? Kimsenin senden beklentisi olmadığı o aşkı, Kimseden çıkar beklemediğin, O saf sevdayı özledin sen de benim gibi... Gelir mi dostum o günler? Ben biliyorum cevabını dostum.. Duymak istemiyorsun biliyorum... Korkuyorsun duymaktan benim gibi... Umudun kalsın istiyorsun en azından. Kaldır başını dostum... Suçlu biziz bunda... Biz öldürdük saf aşkı... Biz öldürülmesine izin verdik çünkü... Çocuklarına mı veriyorsun sen de saf sevgini? Sen de mi aşkını çocuklarına veriyorsun benim gibi? Biliyorum dostum biliyorum... Sen de benim gibisin.. Sen de hepimiz gibisin... Kaybettik aşkımızı yitirdiğimiz çocukluğumuzda...
Gel dostum yüreğimin minderine otur. Uzaklardan gelmişsin, otur dinlen can dostum. Yoruldum yaşam koşusundan.. İhanetlerden vefasızlıklardan Ve Sevgisizliklerden... Anlatma bana bunları.. Çocukluğumu anlat bana. Bir damla sevinç düşsün yüreğime.. Hani bakkal Ahmet'in şekerlerini nasıl aşırırdık? Hani bisikleti olanlara nasıl bakardık imrenerek? Topaçlarımızın renkli dönüşünü anlat bana. Yorulmuşum yaşam koşusundan can dostum.. Anlatma nasıl para kazandığını, anlatma işyerini, anlatma kârını, zararını.. Büyükbabanı anlat bana. Hani koca bir yürek, hani safi sevgi olan büyükbabanı. Kocaman elleri vardı hani. Okşardı saçlarımızı sevgiyle.. Sevilmenin hazzını yaşardık. Anneni anlat bana. Çörekleri ünlü anneni. Yaşıyor mu hala? Yaşıyor mu o kocaman gülümsemesi ile? Gel dostum yanıma, özlemişim seni. Evlendin mi? Kaç çocuk var şimdi? Hemen geç bunları, bana ilk aşkımı anlat. O sarı saçlı kıza duyduğum o ilk heyecanı anlat bana.. ’Sarışınsın sarışın güzel’ diye söylerdi İbrahim Tatlıses. Ve ben ağlardım reddedilmenin acısıyla.. Ve sen gülerdin takma değmez bir kıza diyerek. Bana çocukluğumuzu anlat can dostum. Karne sevinçlerimizi anlat. Sevinçlerimizi, masum yalanlarımızı anlat. Cana can katan gülümsemelerimizi anlat.. Ne olur politika deme. Bir yana bırak memleket durumlarını.. Bana çocukluğumuzu anlat. Mahallemin çamurlu sokaklarındaki maçlarımızı anlat.. Gece karanlığındaki okul yolu sohbetlerini. Özledim seni be can dostum! Özledim çocukluğumuzu.. Bir tatlı anı şimdi yürekte o günler. Hep geriye gidiyormuşuz be can dostum! Bizim kazanç dediğimiz hep kaybetmekmiş! Yürek katılaşıyor be dostum.. Yarış zorlu, bilirsin sen de.. Ezilmemek için ezmek gerek diyorlar. Zor be can dostum bunu kabullenmek.. Mutlu musun evliliğinde? Ya çocuklar kaç yaşlarında şimdi? Yaşadığın şehir nasıl? Dostların nasıl? Anlat bunları bana çabucak. Sonra çocukluğumuzu anlat.. Düşlerimizi anlat bana. Kırmızı büyük bir araba düşlerdin sen, altı vitesli. Hani çok benzin harcayanından.. Bahçeli ev derdin sen. Alabildin mi dostum bunları? Ben aldım hepsini. Kazandım bunların parasını dostum. Mutlu musun diye sorma ama bana ne olur.. Korkuyorum bunu düşünmeye. Şimdi büyük arabam ve bahçeli evim var dostum. Ama özlüyorum çocukluğumu.. Sus söyleme niye özlediğimi! Korkuyorum duyacaklarımdan.. Bilirim sen tanırsın beni. Bilirsin sorularımın cevaplarını... Anlarsın beni. Anlayan dedim de biliyor musun en çok beni anlayacak birini özlüyorum.. Anlaşılmamanın kelepçesi ellerime yapıştı ama sen yine de çocukluğumuzu anlat... Hani suçu paylaşırdık, cezayı paylaştığımız gibi.. Cebimizdeki iki buçuk lirayı paylaşırdık, tek simidi paylaştığımız gibi.. Paylaşmak dedim de bu yüzden mi özlüyorum can dostum çocukluğumuzu? Hani saf beklentisiz yaşardık her şeyi. Hani düşünmezdik güvensizliği.. Hani yürek saf, yürek sadece sevendi.. Bu yüzden mi özlüyorum dostum çocukluğumuzu? Sus ama sen yine de.. Korkuyorum duyacaklarımdan.. Hissediyorum can dostum. Çocukluğumuzun her yiten parçasında bizde ölüyoruz bir parça. Babamı hatırlar mısın? Severdin sen babamı. Annem ise öldü be canım dostum... Bir yıldız gibi kaydı! Yüreğimin bir ışıltısı kayboldu onun gidişi ile.. Onu da çok özlüyorum be dostum. Ne kadar büyük sevgi vermiş bize, ne kadar sevmiş bizi. Şimdi anlıyorum bu sevgisizlik cenderesinde.. Bazen rüyalarıma giriyor biliyor musun? Gülümsüyor bana... Çocukluğumu anlatıyor bana... Biliyor musun ben hala yüzmeyi öğrenemedim. Hala korkarım denizin derinliğinden. Kumdan kalelerimiz yıkıldı be dostum... Ve ben hala öğrenemedim yüzmeyi can dostum. Belki öğrenmek istemiyorum, çocukluğumdan bir anı daha yitip gitmesin diye.. Hala yaşatıyorum o denizin derinlik korkusunu.. Süleyman Amcayı hatırlar mısın? Hani gülerdik ona, "cimri cimri" diye kızdırırdık. Ölmüş Süleyman Amca da.. Çocukluğumuzun bir çınarı daha devrildi be dostum. Geçenlerde mahalleye gittim. Hani bir top sahası vardı. Kavga ederdik her maçtan sonra.. Şimdi birçok işyerleri olmuş oraya... Hani bir ağaç vardı altında otururduk. İşte o da yok artık! Kayboluyor çocukluğumuz dostum... Kaybediyoruz kendimizden de çocukluğumuzun her yiten parçasında.. Bir bilse ruhumdaki açlığı... Sen bilirsin, sen anlarsın beni can dostum. Anlat bana ruhumdaki bu açlığı. Hatırlar mısın can dostum? Güzel apartmanların zengin çocuklarına nasıl imrenirdik.. Sevmezdik kolej çocuklarını. Şimdi benim kızlar büyüdü genç kız oldu can dostum. Apartmanda yaşayan çocuklar! Seneye küçük kızım üniversiteye gidecek. Bak gerçekleşti düşlerimiz... Büyük bir araba ve büyük bir ev.. Hani sen derdin ki benim güzel bir sekreterim olacak. Bak oldu işte can dostum. Kazandık mı dostum? Yoksa yenildik mi zamana? Söyle bana dostum sen tanırsın beni... Sustun be can dostum! Zor değil mi sorunun cevabı? Hüzünlendin be dostum.. Ben de öyle oluyorum. Bu sorular hüzünlendiriyor beni.. Çocukluğuma olan özlem hüzünlendiriyor beni de... Hatırlar mısın muhtar amcayı? Hani ölmüştü, hani anlayamamıştık onun ölümünü.. Sormuştuk hemen babama "Ölenler gelir mi?" diye.. Gülümsemişti babam hatırlar mısın? "Gelmez" demişti yitenler... Gelmiyor be dostum! Giden günler geri gelmiyor! Hiçbir şey eskisi gibi olmuyor.. Çocukluğumuz ölüyor be dostum.. Ve biz yitiyoruz çocukluğumuzla. Gel can dostum, gel yanıma. Gel çocukluğumuzu analım. Analım ki hayalini kazıyalım yüreklere... Beraberimizde alıp götüreceğimiz bir şey olsun sevgi adına. Bitmedi anlatacaklarım dostum. Özlemişim seni... Biriktirmişim içimde her şeyi. Beni anlayacak seni beklemişim bunca yıldır. Eski aşkları özledim be can dostum... Sarı saçlımı... Belki de sarı saçlıma olan aşkımı özledim. Gülüyorsun biliyorum... Ne çok ağladığımı hatırladın sen. Oysa ben sarı saçlımı değil Sarı saçlıma olan saf aşkımı özledim. Severdik katkısız, Severdik karşılıksız... Ben sevmelerimi özledim... Sevilmeleri özledim be can dostum. Hatırlarsın sen. Reddedilmenin hüznünü yaşardım Ve sen can dostum Çok çirkin bu kız derdin... Ne buluyorsun bu kızda der beni avuturdun. Ben de inadına severdim, İnadına tutkumu büyütürdüm... Aşk ölmüş be dostum, Aşkı unutmuşuz... Çocukluğumuzla birlikte eski sevdaları da yitirmişiz... Severdik eskiden. Sevmeyi öğrenmek için severdik... Sevdamızın içinde sadece yüreğimiz vardı. Sen aşık olabiliyor musun can dostum? İşini katmadan, Parayı katmadan, Sosyal ilişkilerini katmadan, Acabaları düşünmeden, Şüphe duymadan, Senden şüphe duyulmadan, Saf, çıkarsız sevebiliyor musun? Özledin değil mi dostum? Görüyorum hüzünlendin, Cevap veremiyorsun... Senin de mavi gözlün geldi aklına... Anlıyorsun sen beni can dostum.. Sevmek için sevmeyi unuttun değil mi? Kimsenin senden beklentisi olmadığı o aşkı, Kimseden çıkar beklemediğin, O saf sevdayı özledin sen de benim gibi... Gelir mi dostum o günler? Ben biliyorum cevabını dostum.. Duymak istemiyorsun biliyorum... Korkuyorsun duymaktan benim gibi... Umudun kalsın istiyorsun en azından. Kaldır başını dostum... Suçlu biziz bunda... Biz öldürdük saf aşkı... Biz öldürülmesine izin verdik çünkü... Çocuklarına mı veriyorsun sen de saf sevgini? Sen de mi aşkını çocuklarına veriyorsun benim gibi? Biliyorum dostum biliyorum... Sen de benim gibisin.. Sen de hepimiz gibisin... Kaybettik aşkımızı yitirdiğimiz çocukluğumuzda...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder