14 Haziran 2011 Salı

deniz motorları marmara adası gündoğdu köyü kaptanları

Gündoğdu, Marmara

Marmara Adası'nın güneyinde bulunan bir köydür. 1922 yılındaki Nüfus Mübadelesine kadar Rum nüfusun yaşadığı ve Prastos adıyla anılan köye, Rum nüfusun adayı terk etmesinden sonra 1927 yılında Türk nüfus yerleştirildi ve bugünkü Gündoğdu adını aldı.

Zeytincilik, zeytinliklerle çevrili köyün önemli gelir kalemlerinden birini oluşturmaktadır. Bir diğer gelir kaynağı ise, adanın genelinde olduğu gibi yaz turizmidir.

Gündoğdu köyü, Marmara adasında merkeze 5 km uzaklıkta şirin bir sahil köyüdür.

Çınar ağaçlarının gölgesinde huzurlu ve güvenli bir ortama sahip olan köy; çay bahçeleri, plajları, zeytinlikleri ve sımsıcak insanlarıyla sizi büyüler ve kendine bağlar

Ulaşımın çok rahat olduğu köye gelmek çok kolay ama dönmek çok zordur...

Neden mi? Çünkü dönmeyi asla istemezsiniz

Her mevsim başka bir güzel olan köyde yaz ayları cıvıl cıvıl ve neşeli geçer ama eylül ayının tadını, pastırma yazını ise yaşayanlar bilir.

Sonbaharda zeytin zamanının curcunası, hareketi. İlkbaharda Hıdirellez piknikleri...

Gündoğdu köyü..işte böyle yaşanası bir yerdir...

TARİHÇESİ

Gündoğdu Köyü eski bir rum köyüdür. Rumca ismi "Prastos"tur.

Piri reisin haritasına bakıldığında köyün yerinde bulunan meskun mahalle "Midullu köy" olarak geçer. Prastos ismine ise ilk defa Rumlar zamanında Marmara muhtarı Dimarkhopoulos'un Kurama vergisi listesinde rastlanır.

Prokonnesos kasabasının doğusunda yer alan Prastos/Prastio halkı, mermer ocaklarından çıkan taşın nakliye işini ve Paşalimanı şaraplarının İstanbul'a yollanmasını üstlendiğinden o tarihlerde çevrenin en zengin ve ileri köyü konumundaydı.

1922'de adanın Türklerin eline geçmesi ile birlikte köydeki rum halkı Yunanistan'a yerleşmiştir. Bu tarihlerde adadaki köylerin isimleri Türkçeleştirilirken Prastos'ta Gündoğdu ismini almıştır.

Bir süre boş kalan köye o tarihlerde Karadeniz'in Abana ilçesinden göçen şimdiki Gündoğdulular gelip yerleşmişler ve aynı şekilde adanın ticaretini özellikle gemiciliği ellerine almışlardır.

MARMARA ADASI VE ANTİK ÇAĞ

Marmara Denizi`nin güney batısında yer alan Marmara Denizi`ndeki adaların en büyüğü, Gökçeada`dan sonra da Türkiye`nin ikinci büyük adasıdır. Marmara Denizi bugünkü adını Marmara Adası`nda antik çağlardan beri işletilen zengin mermer yataklarından almıştir.

Roma döneminde hiristiyanların sürgün yeri olan ada,ihracat merkezini oluşturuyordu. Mavimsi beyaz renkteki Marmara mermerlerinin çıkarıldığı ocaklar Romalılar tarafından genişletilerek büyük işletmeler haline getirildi. Büyük blokları taşıyabilen Roma gemileriyle Akdeniz ve Karadeniz’e de mermerler gönderildi. Üstelik buradan ihraç edilen mermerler sadece bloklar halinde ihraç edilmiyordu; önceleri yarı işlenmiş yani süslemeleri gittiği yerde yapılacak şekilde bir sütun, lahit ya da benzeri ürünler olarak, geç antik çağda ise tam işlenmiş biçimde satılıyordu. İstanbul’da Bizans ve Osmanlı dönemlerinde kullanılan beyaz mermerlerin çoğu da Marmara Adası’ndan gidenlerdi.

Efes’te M.S. 2. yüzyıla ait bir "katrakt", Marmara Adası’nda ise telle kesilmiş bir lahit bulunması, mermer teknolojisinin o dönemde ulaştığı önemli noktayı göstermesi açısından çok önemli.

Marmara Adası mermerleriyle yapılan korint, kompozit ve stilize bitkisel motiflerle dantel gibi işlenmiş sütun başlıkları, İmparatorluğun her yerine gönderildi. Sütun başlıklarının örnekleri Ayasofya ve Aya İrini’de de yer aldı. Özellikle Bizans mermer işçiliğinin en güzel örnekleri, İstanbul Ayasofya Müzesi’nde bugün de görülebiliyor.

Hiç yorum yok: